Neyse Halin
Kapı zili arka arkaya çaldı. Koridora konuşma sesleri geliyordu. “Kızım
kapıya bakar mısın!” “Anne, fincanları dolduruyorum.” “Her şeye bir cevabın var
zaten.” “Mide korumanı içtin mi?” Zil tekrar çalındı. “Geldimmm!” Orta yaşlı
kadın telaşla mutfaktan çıkıp kapıya yöneldi. Gülümseyerek açtı. Bekleyen yaşlı
kadının suratı asılmıştı. “Az daha geri dönüyordum.” “Perihan teyzem hoş
gelmişsin.” Kadın, ihtiyarın elini öpüp buyur etti. “Yabancı değilsin salona
geç, kahveleri alıp geliyorum.” Perihan yavaş adımlarla salonda yürüyüp
köşedeki tekli koltuğa oturdu. Önündeki çay sehpasına bırakılmış çerez tabağına
uzanıp badem aldı. Ağzında bir iki çevirdi. Yüzü buruştu. “Kız Fatma adam mı
zehirliyorsunuz! Peçete de getir.” Fatma kapıda belirdi. Elinde tepsi hızla kadına
yürüdü. Belini büküp tepsiyi uzattı. Perihan iki fincana dikkatle bakıp
sağındakiyle beraber peçeteyi aldı. Fatma karşısındaki koltuğa oturup kahvesini
nefessiz içti. Tabağı fincana kapatıp ters çevirdi. Perihan henüz bir yudum
içmişti. “Fatma, ne bu acele. Sıcak sıcak.” Fatma fincanı Perihan’ın önündeki
sehpaya bıraktı. Salona elinde tepsiyle genç kız girdi. Perihan tepsi dolusu
fincanları görünce şaşkınlıktan gözleri dört açıldı. Kız tepsiyi Fatma’nın
önündeki sehpaya bıraktı. “Anne, dokunmasın.” Fatma endişeyle “Perihan teyze
vakit kaybetmeden baksan.” Perihan fincanı aldı. “Neyse halin çıksın falın.”
Açtı. Telveleri gözleriyle süzdü. Ciddileşti. “Bir kadın yuvana musallat olmuş.
İşte burada.” Fatma dövünüyordu. “Ah adam ah. Nereden aldın şu tırı!” Kız
Fatma’nın yanına oturmuş sarılıyordu. Perihan falı bitirdiğinde Fatma önüne iki
fincan daha bıraktı. Kız iki yüzlük uzattı. Perihan’ın her söylediği Fatma’nın
yüreğini parçalıyordu. Kahveler peş peşe içiliyor salon karanlığa gömülüyordu.
Kız boşları götürürken Fatma öğürdü. Ağzını zor kapadı. Perihan kalkacak olunca
Fatma uzanıp dizinden bastırarak oturttu. “Bu işi aydınlatacağız.” Kız on
fincanla geri döndü. Perihan “Yarın bakarız,” deyince Fatma elini sutyenine
soktu. Binlik tomar çıkardı. Fincanlar açıldıkça Fatma’nın evliliği
dağılıyordu. Perihan her fincanla birlikte Fatma’nın renginin değişikliğine
endişeyle şahit oluyordu. Fatma “Ne olacak?” dedikçe Perihan yeni bir fincan
açıyor bir soru cevaplanıyor bir başka soru ortaya çıkıyordu. Perihan fincandaki
telve birikintisine Fatma’ya gösterip “Mahkeme,” deyince Fatma’nın ellerini
titreme aldı. İçmekte olduğu fincan tabakta sıçradı. Perihan’ın üzerine boca
oldu. Fatma ayağa kalktı. Elleriyle midesini bastırıyordu. Meyhaneden çıkmış
adamların sallantısı üzerinde bir oyana bir bu yana seğirtirken aniden durdu.
Perihan’la kız yürekleri ağızlarında fırladı. Fatma sırt üstü devrildi. “Ne o…”
(
Neyse Halin başlıklı yazı
E.Kirişçi tarafından
7.08.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.