Online Üye
Online Ziyaretçi
Tatildeyim. İnsan huzur istiyor bir nebze, temiz hava, yüzmek, spor yapmak, doğayla baş başa kalmak… Tatil yaparken, hasret çektiğimiz sevdiklerimize de uğrayarak, bir nevi sılayı rahim yapmak, temennimiz oluyor. Bu niyetler o kadar güzel ki… Lakin, haberlere baktığımda yükselen döviz ve bir nevi 15 Temmuz Darbesi gibi görünen ama silahı döviz olan bir darbe girişimi görüntüleri düşündüğüm tüm güzellikleri yerle bir etti. Ülkemde bir anda görünen bu sevimsiz ve dehşetli gerilim ile nereye kadar tatil yapabilirim ki? Hava oldukça sıcak, bu gerilim ile cehennemi andırıyor, yanan ormanlarla…Nereye baksam gördüklerim geriyor beni!
Bu kadar kötü haberlerin yeri ve sırası mıydı diyorum içten içe… Düşündükçe çok kötü senaryolar üretiyorum, güzel şeyler gitti, beni terketti…
Deli bir adam, ilk önce Amerikan elçiliğini Kudüs’e taşıyor, ardından İsrail, Filistin’in masum siviline bombalar yağdırıyor ve öldürüyor. İki ayrı halk için tek taraflı ve ayrımcı güç dengesizliği içeren ayrı yasa çıkartıyor ve Yahudi ulus kavramını dünyaya duyuruyor. Bu bölgede yangın oldukça dehşetli iken, bu gelişmelere dur diyecek ülkelerden biri olan İran ile nükleer antlaşmayı tek taraflı bozuyor, Türkiye’de ise döviz belasıyla uğraştırıyor. Bu iki güçlü ülke bu sorunlarla uğraşırken, İsrail Gazze’yi bombalamaya devam ediyor. İsrail’in gelişmesi, kanunlarının kabul edilmesi ve Filistin halkını yok etmek için sistem kurulmuş, planlı bir şekilde işletiliyor. Türkiye’den rahibi isterken, onu bahane ederek, dolar terörünü sahneye çıkarıyor. Mesele bir rahip meselesi değil, mesele Türkiye’nin İsrail ideolojisine, baskısına ve zülümlerine “Dur demesine!” son vermektir. Döviz ne kadar yükselebilir ve bu suni gelişmeye devam edebilir ki… Ama bu arada Türkiye bununla uğraşırken, İsrail yapmak istediği her şeyi yapacak zamana sahip oluyor. Bu senaryolar benim düşüncelerim elbette… Ümmet bilincinin gelişmeye yüz tuttuğu en samimi topraklarda bile istediği senaryoyu geliştirerek Yahudi felsefesi ve siyonizm üzerine destek vermeye devam ediyor Amerika.
Bu deli adamı kim durdurur? Gücünü Allah’tan alacak, Selahattin Eyyübü, yahut Anadolu Selçuklu sultanlarının haçlılara karşı direndiği samimi ruh, yeniden filizlenirse bu oyunlara son verecektir. Asrımızın modern haçlı zihniyeti ve yahudi oyunu yaşadığımız coğrafyanın yeniden kaderi olmuş durumda, maalesef… Türkiye olarak bundan da nasibimizi alıyoruz, maalesef almaya da devam edeceğiz.
Kendi içimizde ne tür ihtilaflarımız var ise, bir an önce son vermek gerekiyor. Kardeşlik ruhunun teşkil edilmesi, dövizin ilerlemesini önlemek niyetiyle yapılan çabalardan daha önemlidir. Sorun bugün çözülmelidir. Sorun ortaya çıktığı zaman tampon tedbirler bu sıkıntıya kısa süreli nefes aldırır, baş ağrısına ilaç almak gibi… Kesin çözüm değildir. Bugün kardeş kardeşe düşman, birbirine küs, haset ve kin doludur. Kardeş çocukları birbiriyle görüşmüyor, birbirini tanımıyorlar. Toprak ve miras yüzünden her gün cinayetler işleniyor. Herkes kendi adalet sistemi ile sorunlarına çözüm arıyor. Buna sebep olan en temel faktör ise, her ne kadar Müslüman ülkede yaşasak da, dini en temelinden olan Kur’an öğütlerine göre yaşamıyoruz. Başkanım diyor ki, dövizlerinizi bozdurun, elbette bozdururuz ama bu çözüm mü? Adalet sisteminde köklü değişikliklere gitmek, sorunları hızlıca çözen ve en doğru şekilde karar veren mahkemelere ve o mahkemelerde Allah’tan korkan hakimlere ihtiyaç var. Eğitim sisteminde kardeşliği ön plana çıkaran, milliyetçiliği aşılayan ve din bilgisini en doğru şekilde öğreten öğretmenlere ihtiyaç var. Çocuk öyle yetişmeli ki, Allah korkusu her zaman alacağı karara esas olmalıdır. Yalnız Allah’a ibadet etmeli ve yalnız neye ihtiyacı varsa Allah’tan istemelidir, kuldan değil.
Tatildeyim ama neler düşünmüşüm, nerelere gitmişim değil mi? Herhalde Müslümana tatil yaramıyor…
Saffet Kuramaz