Online Üye
Online Ziyaretçi
Çocuklara din eğitimi verenlerin donanımlı ve ciddi bir eğitimden geçmesi şart. Günümüz çocuğu hem hiperaktif hem de çok zeki, her verilen yanlış öğüde duyarlı ve sorgulayıcı fıtrata sahip. Artık camilerde Kur’an öğrenmeye gelen çocuğa sabreden, öğrenmezse dövmeyen, çocuğu öcülerle böcülerle korkutmayan imamlara ihtiyaç var. Bırak ödevini yapmasın, bugün yapmaz yarın yapmaz ama sabrın sonunda cami onun hoşuna gittiği yer olursa, seve seve her şeyi öğrenir, nasihatleri de dinler. Cami’de çocuğa sevgiyle yaklaşmak ve onun sevdiği ödülleri başarısına göre sunmak oldukça önemlidir.
Geçmişte, bizim yaşımızda veya daha da yakın zamanlara kadar, camiye giden çocuklara şiddet uygulandığı, kız çocuklarını taciz eden imamlar olduğunu medyadan işittik, belki de biz yaşadık. Bu örnekler çok azda olsa mide bulandıran ve çocukta dini öğrenme ve yaşama azmini kıran bedellerle geleceğe hazırlıyor çocuklarımızı.
Çocuklara şunları yaparsanız cezalandırlıcaksınız, cehenneme gidecekisiniz, cayır cayır yanacaksınız gibi bir öğreti ile din yaşanılır olamaz. Din sevgiyi, hoş davranışı ve sabrı önerir. Eğer Allah sevgisini hakkıyla öğrenirse çocuk, o sevgiden mahrum kalmak ister mi? babasının akşam geç gelme evladım dediğinde, geç kalmayan bir çocuğun tavrı- Bu veryansına inanmamasına rağmen, babasının sevgisini kaybedeceği korkusundandır. Ona saygı duymasındandır. Eğer çocuğun babasına duyduğu bu sevgi gibi Allah sevgisi çocuklara öğretilirse, günah kavramını anlamasa da, o günaha, Allah’ın sevgisini kaybedeceği ihtimali ile gitmez… Denemez. Günah kavramını ancak, çocuk öğrendiği hayat tecrübesine göre mana kazandırabilir. Bu tecrübeyi kazanmamış bir imam, o sevgiyi anlatamaz, safi çocuk kalbine asla giremez.
Bugün tartıştığım Hukuk son sınıf öğrencisi diyor ki, “Her şey yasak üzerine kurulu, yaparsan cehennemde yanarsın diyorlar. Namaz kıl, oruç tut… İçki içme, sigara içme… Yaşadığım hayatta bunları yerini bulmakta zorlanıyorum. Haşa Allah’ın sadece azap edici, cezalandırıcı olduğuna inandım.“ Bu bir kötü öğreti ile çocuğun ne hale geldiğini gösteren manidar bir durumdu. Kur’anda, "İyilik bulursanız Allah’tan, kötülük bulursanız nefsinizden-kendi seçiminizden bilin!" der. Allah hiç kimseye sonu acı olacak yola gidin demez. Bu isteği varsa kulun, onu yaratmak istemez. Bakar ki kulu hala ısrar eder, sonunda yaratır. Kişi seçtiği yol yüzünden acı çeker. Sigara içer, astım olur, akciğer kanseri olur, kangren olur. Kişi seçimlerinde yolun sonu nereye varacak diye düşünmezse, planlamazsa… Bunun verdiği zarar kendi seçimidir, kendi kaderidir-kendi ölçüsüdür. Eğer bu seçim kendisinin olmasaydı öldükten sonra sorgu olur muydu. Herkes yaşadığı hayatı ve onun sonuçlarını kendi rızası ile seçer. Kimse seçimini eleştiremez, yalnızca öğüt verir, ancak seçim onundur. Bu seçime zorla engel olan o kişiye zülüm eder yalnızca.
Kur’anı okumak gerekir, iyice öğrenmek de… Hukuk okuyan bu kişinin dayandığı bir kitap-yasa nasıl varsa, onun için yapın ya da yapmayın denilen kurallar varsa, toplumun bu ortak değerleri ise, Kur’anda Allah’ın yasası ve kurallarıdır. Biz kendimize hakim olarak, bu kurallar çerçevesinde Allah’ı anlamalıyız ve sevgisini öğrenmeliyiz. Din, eğer İslamdan bahsediyorsak, hayatın her yerinde kurgusu vardır. Her tartışma ve yaşam şekli ona göre olmalı ki… Biz en doğruyu, mutluluk ve sevgi dolu bir dünyayı her an yaşayalım. Allah’ın öğütleri ile hareket etmeyenlerin, sadece şeytanın talebeleri olacağı ve zalime hizmet edecekleri mutlaktır. Seçim bizimdir. Ya Anayasımızı öğrenir gibi Kur’anı öğrenip huzurla yaşayacağız ya da insanın düşünüp yorumladığı, sonucunda savaşın olduğu, hapishanelerin dolduğu, sevgisiz bir dünya da yaşamaya devam edeceğiz.
Lütfen tebliğ edip, öğüt verin, ancak bunda ısrar etmeyin. Hidayet Allah’tandır ve herkes kendi amelini yaşar ve onun hesabını yalnızca Allah soracaktır.
Selam ve dua ile…
Saffet Kuramaz