Aşk yüze atılmış bir faça gibi derin bir izdir...
Bir yanı aşk, bir yanı özlemdir İzmir...
Üstümde yapış yapış nem
Sarı ve iyotu tenimde kavuran,
Sonra ufukta kızıla dönen güneş
Kan davası var belli ki
Gün İzmir’de kıpkırmızı batıyor.
Dilime batmış çupra kılçığı
Sözcüklerimi acıtıyor.
Kendime kızıyorum.
Kelimeler büyüyor dilimde
Şiirler geçiyor gözbebeklerimden.
Masada kanayan sohbetler
Birazdan iki ayrı yakası olan bu kentte
Özlem yudumlayacağım.
Kaç kabuk bağlamış yarayı deşeleyip
Kan revan düştüm akşamın içine
Keder tohumları ekip içime
Sözcükleri eşeliyorum.
Biter, adına ölüm dediğim bu yokluk
Geçer, intiharın eşiğinden cesedim
Ve senin aşk bildiğin ellerim
Solgun bir gül olup düşer toprağa
Kendi cesedimi kaldırdım boylu boyunca uzanırken
Yaralarıma baktım
Acılarımı sardım
Sevdim kendi ellerimle kendimi
Sardım ellerimle benliğimi
Kendime kimse kaldığımda anladım
Susmak, intiharın diğer adıdır
Dilinde ezgisi hayatına eş bir türkü varken
Susmak, aptallıktır
Susmak...
...
Ayrı yazılan ayrılıklar
Bir yazılan kaderler gördüm.
Hep yazılan kederler.
Bir de bir birine denk düşen insanlar
Bir birine denk düşmeyen seviler
Cinneti ömrümden geçen hayatlar
Gözlerime kurulan sehpalar bir de
En çok dokuz milimetre çapında yaralar
İçerde en derinde sancılar, gördüm.
Ve martılar çığlık çığlığa bir senfoni eşliğinde.
İzmir'de öldüm.
(
İzmir'de Öldüm başlıklı yazı
Mehmet Avcı tarafından
24.08.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.