Ey Sevgili Allah Peygamber aşkına ne olur

Ruhumu bedenimden çeker gibi celalli ve haşin bakma

Bakma ki bitmekte olan kalan ömür miadımda,

Ben de biraz içten gülebileyim.

Bir sevgili gibi otur karşıma, sevgiyle bak gözlerimin içine!

Bak ki yarım asır yorgunluğum gitsin üzerimden.

Muhammedi gül bahçelerinde kumrular gibi koklaşalım!

Koklaşalım ki, ten kokun sinsin yorgun bedenime!

Sevilmek çok güzel ama sen sevildikçe zalimleşiyorsun.

Oysa zalimlerin, şanı yüce Allah’ın rahmetinden mahrum kalacaklarını bilmiyor musun?

Beni her daim mazlum etmek,

Beni bana küstürmek,

Beni yaşarken öldürmek,

Çok mu hoşuna gidiyor?

Oysa gamzeli yanaklarıma gülmek çok yakışıyor.

Ama sen ne hikmetse güldürmüyorsun bir türlü.

El âlem şen şakrak, el ele kol kola, kumrular gibi dolaşırken,

Biz küsüz her daim birbirimize,

Böyle bir hayat hiç çekilir mi?

Oysa bizlere özenen, bizlere gıpta eden yüzlerce insan var.

Ne istiyoruz birbirimizden neyi paylaşamıyoruz birbirimizle?

Berrak suları bulandırmak,

Gönül köprülerini yıkmak,

Son sözü başta söylemek, çok kolay

Sen kolay olanı seçiyorsun her daim

Her zaman benden fedakârlık bekliyorsun

Buna hakkın var mı?

Tımarı yapılmamış rahvan at misali soluk aldırmadan,

Ha bire menzili olmayan yollarda koşturuyorsun.

Allah peygamber aşkına seyislik böyle mi olur

Hem seyisliği gerektiği gibi yapmıyor hem de benden

Şahlanıp dörtnala gitmemi bekliyorsun.

Sevgili olmak, bu mudur?

Sevgili olmak, yakını uzak etmek midir?

Sevgili olmak, gönül köprülerini yıkmak mıdır?

Sevgili olmak, berrak suları boşu boşuna bulandırmak mıdır?

Sevgili olmak, boşu doluya, doluyu boşa vurmak mıdır?

Sevgili olmak, içten gülmelere hasret kalmak mıdır?

Kusura bakma böyle sevgili bana lazım değil

Sevgili dediğin, sevdiğini güldürür.

Sevgili dediğin, sevdiğinin neşe ve üzüntüsünü paylaşır.

Sevgili dediğin, sevdaya giden yollarda her daim sevdiğinin yanında olur.

Sevgili dediğin, sevgi ve muhabbet anahtarını ayırmaz yanından.

Sevgili dediğin, biraz geciktiğinde yolunu gözler.

Sevgili dediğin, aşkın hançerini hiçbir zaman paslandırmaz.

Sevgili dediğin, Muhammedi gül bahçelerinde gül sevdalısı bülbülleri şakıtır

Sen sen oldun bunlardan hiç birini yapmadın.

Yapmadığın gibi de her daim sen konuşuyor.

Zeytin yağı gibi üste çıkıyorsun.

Beni çarnaçar etmişsin.

Bir hamala, bir seyyar satıcıya gıpta eder bir hale getirmişsin.

Her şeye hasret bırakmışsın.

İki yakamı bir türlü bir araya getirmiyorsun.

Adın da soyadında zalim olmuş.

Ama zalimlerin akıbetlerini niye tasavvur etmiyorsun?

Cehennem narlarında yanmaya dayanabilecek misin?

Sırat köprüsü ve mizan hiç mi aklına gelmiyor?

Bir de utanmadan ben çok iyi bir sevgiliyim diyorsun

Sevgili olmak böyle ise, al sana mübarek olsun

Sevgili olmak boşu doluya, doluyu boşa vurmaksa,

Sevgili olmak ak ile karayı ayırmamaksa,

Sevgili olmak, kin ve nefret duygularıyla bilenmekse,

Sevgili olmak, gönül tarlalarını çoraklaştırmaksa,

Sevgili olmak, boz bulanık dipsiz sulara daldırmaksa,

Aşk ve sevda fidelerinin can suyunu vermemekse,

Ben böyle sevgiliden azat olmayı öylesine çok istiyorum ki,

Bu arzumu yazmaya kalksam kalemlerimin mürekkebi yetmez.

Son bir ricam var senden ey sevgili

Lütfen beni bana bırak!

Aşkın ateşi yansın yanabildiği kadar

Sanki tanımadım seni

Say ki aşkın pınarlardan avuç avuç su içirmedim.

Say ki gönül bahçelerinde el ele kol kola dolaşmadık hiç seninle.

Say ki gamzeli yanaklarından hiç öpmedim.

Say ki başımı dizlerine koyup şirin uykulara dalmadım.

Say ki en dertli aşk şarkılarını tam makamında söylemedim.

Say ki, senin için şirin uykularımdan feragat etmedim.

Say ki bu aşk uğruna namertlerin köprüsünden hatırın için geçmedim.

Sevdaya giden yol buysa ben bu yolda yokum yokum yokum

Yoruldum bitap düştüm kırılmış sanki kol kanadım.

Uçmak istediğim halde uçamıyorum

Sen halimden anlamak istemiyorsun

Ama yerin göğün sahibi hal ve ahvalimi çok iyi bilendir.

Zira onun bir adı el Alim bir adı Basir bir adı Semih bir adı da el Habirdir.

31/ Eylül/ 02018

( Say Ki Gamzeli Yanaklarından Hiç Öpmedim başlıklı yazı sadeceo tarafından 1.10.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu