Online Üye
Online Ziyaretçi
-Mutlulukgillerin evine misafir olmaya gittim bugün. Mutluluk dedesi ile tanışıp azıcıkta olsa biraz Mutlu kalmak için.Kapıyı acel acele çaldım. Kapıya gelenlerin kapıyı yumruklamamak ve tekmelememek için İnci taşı ile işlenmiş olan kapı tokmağıyla ruh halimi içerdeki zatı âlime bildiriyorum.Mutluluk kısık bir sesle
- kim o dedi.
-Benim dedim. Mutsuz adam. Hani geçen gün bana dediniz ya canınız ne zaman Mutluluk arzu ettiyse bize gel. Onun için geldim. Mutsuzum bugünlerde de. Sizden biraz Mutluluk borç almaya geldim.
-Bugün bende Mutsuzum; var git hele yarına gel. Allah kerim.
-Kapıyı da mı açmıyacaksınız. Bari yüzünüzü göreyim. O bile bana bir Murattır.
-Çalınan her kapı açılsaydı ümidin ve sabrın derecesinin kıymeti olurmuydu be Mutsuz adam.
Mutlu olmak mı istiyorsan.O zaman iyi dinle beni.
''Vargit biraz sabret. Ümidini kesme. Vede Mutsuzluğun cevabı Mutluluğun içindendir zaten. Biraz bahalık tütsüsünü kullan ve fedakârlık yükünün altına gönlünü koy. Elinizdeki tüm İnci-Boncukları dağıtın ve evinize girmesine bir daha müsaade etmeyin. Çünkü Mutluluk inci-Boncuklardan hiç hoşlanmaz.
Sen mesela.! Hoşlanmadığın biriyle aynı ortamda bulunmak istermizsin. Mutlulukta incinin boncuğun çok olduğu yere girmez. Vargit evinde ne kadar inci boncuk varsa, Fırat nehrinin gözyaşlarına bırak. O gözyaşları gökteki meleklerin iksiriyle harmanlanıp Mutluluk yağmuru olarak sana dönecektir. Kapıma geldiğine göre gerçekten sen Mutluluğu arıyorsun. Mutluluğu isteyen birgün illaki Mutluluğu kavuşacaktır. Ama belki bügün ama belki yarın.İnan ben bile mutsuzum. Çünkü beni Mutluluğum mutsuz etti. Biliyormusun Hergün Mutlu olmakta bir dertmiş. Ve sonu feleketmiş. Belki sen Mutluluğu nemli bir Samsat külünçesinde, küflü bir soğanda yada çamurlu bir Çayda da olsa bulabilirsin. Lakin ben artık yapamam. Çünkü ben şımartılmış bir Mutluluğum. Şımarık bir Mutluluk ancak gözyaşları ile su yatağında bulur Mutluluğunu. Oda şanslıysanız tabi.
Sana Mutluluklar dilerim Mutsuz adam.Senden ricam Mutlulukta şımarmaman.''