Sevda yollarında, aşkın atına oldum
saraç.
Bazı günler tok yattım bazı günler de
aç.
Seven meftun olmuşsa sevdiğine,
Namertlere ister istemez olur muhtaç.
Sevda yollarında, oldum çarnaçar bir
yolcu.
Sol yanıma girmiş dayanılmaz tarifsiz
bir sancı.
Seven sevdiğiyle kumrular misali
koklaşırken,
Ölesiye sevdiğim yar, olmuş bana yedi
yabancı.
Sevda yollarında, terledim boncuk
boncuk.
Gerçek sevenler, olmaz asla ve asla
kancık.
Bir güzel, işin kolayına kaçmadan
sevilmişse,
Sevenin lisanı hallerinde olmaz
yapmacık.
Sevda yollarında, yorulup düştüm bitap.
Seven de sevilen de etmeli birbirine
güzel hitap.
Sevdalar hakkında konuşabilmek için,
Çok okunmalı sevda hakkında yazılmış
kitap.
Sevda yollarında, kalmışım soluk soluğa.
Haşin bakışlar,sokar beni karanlık
çıkmaz sokağa.
Sararıp solar betim benzim, kesilirim
iştahtan,
Sevda insanı sus pus eder, olsan bile
ağa oğlu ağa.
Sevda yollarında, şakıyan bülbüller
olur lal.
Sevip de sevilenler konuşurken,
ağızlarından dökülür sanki bal.
Gölgesinde, el ele, diz dize,
oturduğumuz asırlık çınar ağaçlarının,
Sevdalılar hürmetine daha bir gür
yeşillenir, büyüdükçe büyür her dal.
Sevda yollarında, berrak akıyor gürül
gürül aşkın pınarları,
Meclislerde anlatılmakla bitmez,
sevdalıların namus ve arları.
Ekmeği elinden alınmış çocuklar misali
hıçkıra hıçkıra ağlarlar.
Heybelerinde taşıdıkları barlar,
değilse şayet sevda barları.
19/Ekim/2018