Ne çektim bana sor
yıllardan beri;
Sanki kemiğimden eti ayırdın…
Ey gönül şehrimde yaşayan peri;
Ne ben gelebildim ne sen çağırdın…
Yumdun gözlerini güneşim battı;
Hasretin koynumda soyunup yattı;
Aynalar yüzümden gülüşü attı;
Ne ben gelebildim ne sen çağırdın…
Gel desen gelirdim büyük ihtimal;
Yürek bu beyhude koşturan hamal;
Gidişin hakikat ne düş, ne masal;
Ne ben gelebildim ne sen çağırdın…
Kurduğum hayalin asılır yüzü;
Muhannet kederin karadır gözü;
Bu sana garibin can veren sözü;
Ne ben gelebildim ne sen çağırdın...
Düğmesi en baştan yanlış ilikli;
Üstü karalanmış altı çizikli;
Kirpikler bulutlu gözüm delikli;
Ne ben gelebildim ne sen çağırdın…
Rüyamda fısılda bugün istersen;
Diline gelmesin “daha çok erken”;
Ne var ki ansızın müjdemi versen;
Ne ben gelebildim ne sen çağırdın..
He desen ne olur kıyamet kopmaz;
Yönüm sana doğru pusulam sapmaz;
Seven sevdiğine eziyet yapmaz;
Ne ben gelebildim ne sen çağırdın…
Sorarsan halimi bildiğin gibi;
Kimseler gülmüyor güldüğün gibi;
Yüreğim sen sağol böldüğün gibi;
Ne ben gelebildim ne sen çağırdın…
Ali ALTINLI – 21.10.2018
Saat: 00:39