Bir kazayı, belayı def ettik mi, hemen peşine ''Verilmiş sadakanız
varmış.'' cümlesi gelir. Allah cc. tabi ki hepimizi, çocuklarımızda dahil
kazadan beladan muhafaza eylesin... Öyle garip, öyle fakir insanlar var ki
toplumumuzda, bir lokma ekmeğe muhtaç, sizin vereceğiniz o elli kuruşa, o bir
liraya şiddetle ihtiyacı var hem de ...
Sadakayı sadece maddi olarak da düşünmemek lazım. Gözleri görmeyen bir
vatandaşımızı, yeşil ışıktan karşıya geçirdiniz, bu da bir sadakadır. Bir
teyzenin pazar filesini alıp evine kadar götürdünüz, bu da bir sadakadır...
Mahalleden geçerken insanlara selam verdiniz, selam aldınız, bu da gayet tabi
sadaka olarak sevap hanenize yazılacaktır...
Yardımlaşma insanlar arasında ki sevgi ve saygı bağlarını güçlendirir,
muhabbeti arttırır... Yolda top oynayan bir çocuğun başını okşayın, tanımasanız
bile yapın bunu, ne kaybedersiniz? Önemle dikkat edilmesi gereken bir hususta
yaptığınız üç kuruşluk ya da beş kuruşluk iyiliği, hemen unutun, insanların
başına kakmayın hiç bir zaman ''Ben sana şu tarihte şöyle bir şeyler vermiştim
de.'' dediğiniz zaman, sıfırlarsınız bütün kazanımlarınızı...
Bir hadisi şerif de ''Gizli verilen sadaka Rabbın gazabını söndürür.''
buyrulmaktadır... Sizin yaptığınız bir hayrı reklam etmenize, kimselerin de
bilmesine gerek yok. Allah bilsin yeter. ''İyilik yap denize at balık bilmezse
Halik bilir.'' veciz cümlesini hepiniz bilirsiniz...
Yine bir kutsi hadiste 'En faziletli sadaka bir Müslümanın ilim öğrenmesi,
sonra da onu Müslüman kardeşine öğretmesidir.'' buyruluyor... Tabi ki bir de
bizim için mübarek olan Recep, Şaban, Ramazan aylarında verilen sadakaların da
daha faziletli olduğu belirtiliyor... Başka bir hadisi şerifte 'Müslüman
kişinin verdiği sadaka ömrünü uzatır, kötü ölümü önler. Allah onunla övünme ve
kibir duygusunu giderir.' denilmektedir... Allah cc. hepimizi doğru yoldan
ayırmasın. İyi insan olmak, olmaya çalışmak bile ne kadar güzel...