Feride acı
acı öksürüyordu
kan
tükürmüştü mendiline
gözlerinden
süzülen yaşı
ağlayarak
silmişti Ediz hun
ve bestesi
yarım bir şarkı çalıyordu fonda
arada FRUKOOOO
BUZ……. diyen
bir ses
yankılanıyordu kulaklarda
-the end -
“son karışımı bir şey yazdı beyaz
boyalı duvarda
herkes
ağlamaklı kalktı mavi boyalı tahta
sandalyeden…..
ben hala
ıslak gözlerimle kedi yavrusu gibi bakıyordum sana
üzülme dercesine başımı göğsüne yasladın
saçlarımı
kokladın elinle hafifçe okşadın
sene 1968 di
galiba aylardan da temmuzdu sanki
aşk bir
başkaydı o günlerde
vefa bir
başka
binlerce
kötülük yapsa da Erol Taş yinede iyilik kazanırdı.....
yeşil çam
tadındaydı sevgiler
bir kere
severdi insan
ve bir kere sevilirdi
silgisizce