Hayat ,
rüzgarın önünde
Dans eden
saman alevi gibi…
Zamansız
başlar ,
Duygu
rüzgarlarıyla körüklenir ,
Zamansız
söner gider…
Geride
kalan küller ise
Yaşanmamışlıkların
,
Pişmanlıkların
kırıntılarını taşır.
Ne yazık
ki
Sönen
ateş de benim…
Küllerin
arasındaki yüreksiz korlarda
Beni
arayan da benim…
Şairin
dediği gibi ;
“Denizleri
seviyorsan, dalgaları da seveceksin
Sevilmek
istiyorsan, önce sevmeyi bileceksin
Uçmayı
seviyorsan, düşmeyi de bileceksin
Korkarak
yaşıyorsan, yalnızca hayatı seyredersin”
Sabahı
kucaklarken her gece
Kör
karanlığın ışığıyla
Saatin
tik taklarını dinlerken
Hayatımın
son demlerini seyrederim.
Düş
rüzgarları düşlerim
Yaşanmamışlıklarımın
ardından
Sanki
giden yıllarımı
Tekrar
yaşayabilecekmişim gibi
Bir gün
daha eksildi diye
Kızarım
kendi kendime
Bazen de
gülerim beyhude yere.
Ben
bensizliği bilirim
Ben
olmadan bensizliği yaşamayı
Benimle
bensiz olmayı da iyi bilirim.
Korkakça
yaşamak yerine
Yaşamayı
seçerim dizelerde
Şiirler
yazarım tek kişilik
Sadece
beni anlatır dizelerim
Saçlarımı
gecenin rüzgarına,
Yüreğimi
düş yağmurlarına,
Gözlerimi
karanlığı kucaklayan,
Sahipsiz
yıldızlara sunarım.
Yorgun
ruhuma seslenirim.
Artık
Uyan
Çık
mezarından
Vaz geç
yaşam senfonisi çalarken
Ölümle
dans etmekten…
Zamana
inat
Yüreğini
bir çocuk gibi hayata aç
Aç ki…
Bir gün
bile olsa
Düş
yağmurları ile
Yeniden
yeşersin duyguların
Bir çocuk
gibi
Mutluluk uçurtmaları uçurt…
Uçsuz
bucaksız yalnızlıklar ufkuna
Uçurt ki
Zaman
rüzgarı hayat ateşini söndürürken
Yeşeren
duyguların
Bir
yağmur tadıyla sarsın yüreğini
Bir
sağanak başlasın inceden inceye
Sönmekte
olan hayat ateşinin
Küllerinin
arasındaki son korların
Son
şiirini yazsın
……………………Hiçlikle
yokluk arasında .
…………………………………ENA.