Toroslardan geçerken
Yahut Kaçkar Dağlarında kır çiçeklerini seçerken
Özlediğim umman
Ve
Her an hissettiğim yalnızlık
Olur duman!
Asla tırmanamayacağım Everest Tepesinin karlarını
Döker Asuman…
Yürüdüğüm yerler yitirmiş serabı
Başağından ayrılmış kurumuş sapı
Olmuş saman!
Ren geyiklerini seyrediyorum
Uzaktan…
Dokunmayın der gibi
Yer
Diliyor aman!
Doğa marifetini sergiler bedava
Burada…
Su safi
Bir yudum içsem
Doyurmaya kâfi!
Yeşilin altmış üç tonu
Sergiliyor sanki
Âlemlere rahmet peygamberi!
Her tonu
İşaret ediyor ilahi yönü
Akıyor Kevser nehri
Beklerken mahşeri…
Yok savaş
Yemek uğruna aş…
Benden başka
İnsan da yok burada!
Sevdiklerimi yitirip
Dökmüyorum yaş…
Dilim mühürlendi
Eğilip doğrulmuyor artık baş!
Uzandım boylu boyunca
Geziniyor
Her yanımda böcek, karınca…
Belki bir çiçeğe olacağım kök
Ya da olacağım başka yerde yanmaya
Kok…
Cesedim çürür
Ruhuma olmuş bir ömür yük!
Takmışım melek gibi kanat
Geziniyorum Jüpiter, Mars!
Bu ebedi oyunun sonunda yok mars
Şah-mat
Ve
Alınacak ders…
Saffet Kuramaz