Limanda Ali abinin çay bahçesinde oturuyordum. Katip Ahmet yanıma gelerek telaşlı telaşlı "Yahu sadıç babamı gördün mü"

Kötü bir durum olduğunu zannederek arkadaşım telaşlanmasın, sakinleşsin diye "hele gel bir çay iç rahatlarsın"

Arkadaşım sakinleşmiyordu. "Sadıç şaka demiyorum gerçekten babamı kaybettim, gel şunu arayalım"

Halbu ki bir gün önce bana "Yarın babamı Balıkesir'e hastaneye götüreceğim" demişti. Bir tuhaflık olduğunu anladım ve "Ahmet sen şu işe baştan anlatsana, biz de meraklanmayalım"

Meğer bu sabah evden çıkarken arabanın arka koltuğuna babasını yatırmış. Üşümesin diye üstüne battaniye örtmüş. Adliyeye uğrayıp izin kağıdını alacak ve hemen yola çıkacak. Adliyeye girdiği sırada babası araçtan aşağıya in çekip gitmiş. Bizim Ahmet de babam arkada uyuyor zannet yola çık.

Susurluk ilçesine yaklaşınca huylanıyor. Buraya kadar babamdan hiç ses çıkmadı diyerek dönüp arkaya bakar. Babası araçta yok. O telaşla geri dön Adliyenin önüne gelir. Etrafa bakınır babasını bulamayınca karşıdan beni görür.

Ahmet şaşırmış hiç aklına gelmiyor. Sokak sokak babasını arayacağız. "Ahmet Allah aşkına beni artık güldürme, git eve bir bak da hemen gel" dedim. Aradan 15 dakika geçmedi bizim Ahmet tekrar yanımıza geldi.

Bu arada çay bahçesinde otururken yanıma meslektaşlardan arkadaşlar da gelmişlerdi. Ahmet gelmeden önce durumu arkadaşlara anlatmıştım. Sen misin anlatan. Ahmet gelir gelmez Menderes atıldı.

Menderes-"Ahmet babanı buldun mu"

Ahmet-"Evde uyuyor"

Menderes-"Evde mi uyuyor yoksa araba da mı"

Bizim ki gırgır olsun. Ahmet gözümün içine bakarak ve başını salladı ve "Ulen sadıç senin alacağın olsun" dedi.

Yıllar sonra Ahmet arkadaşımla geçen Eylül ayında ki bütünleme imtihanında karşılaştık. Beni görür görmez hemen aklına babasının hikayesi gelmiş olmalı ki tebessümle tokalaştık. Hoşbeş ettik. En son "sadıç artık bana gülmeyeceksin babamı sakladım" derken bile hareketleriyle gülmemek elde mi.

Şöyle biraz duraksadım. "Demek öyle hayat gülmekle ağlamak arasında kalan bir anı."
( 100- Babamı Gördün Mü başlıklı yazı Necmi Yaprak tarafından 9.02.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu