Salih hayatında öyle eskort geçişi görmemişti. Tüyleri diken diken olmuştu. Her şey hoparlörden “Bugün Mevlana Uluslar Arası Bisiklet Yarışı için ilçemizde bazı güzergahlar trafiğe kapatılacak.” Şeklinde anonslarla başladı. 
Salih o gün annesi manava ile alışverişe gidecekti. Annesi üç tekerlekli bisiklet ile kendisi iki tekerlekli ile yola çıktılar. Mezar kavşağında akrabaları bir kadınla karşılaştılar. 
Annesi “Selamünaleyküm dedi. Nereye gidiyorsun?”
Kadın “Komşuya kadar bir uğrayacağım. Sen nereye böyle?”
Annesi “Bende markete gideceğim. Yemeklik bir iki sebze alacağım. Dedi. Haydi kolay gelsin.” Yola devam edip kadından ayrıldılar. 
Manava girdiklerinde annesi her şeye hakim alıcı gözlerle şöyle bir süzdü içeriyi. İçeride onlardan başka kasada genç bir delikanlı vardı. Annesi “Selamünaleyküm.” diye konuşmuştu kasiyere. Fasulye alacaklardı. 
İki ayrı yerdeydiler fasulyeler. Biri kasada diğeri stantta. Annesi bir oraya yöneliyor bir diğerine. Kontrol ediyor iyi mi kötü mü diye. O ara içeriye başka bir manav çalışanı girdi. 
Salih’in annesi “Bununla bunun fiyatı ne kadar?” dedi.
Yeni gelen hemen araya girdi. “İkisi de aynı fiyat teyze.”
Annesi “Buna ne diyorlar. Ayşe kadın fasulye mi?”
Çalışan “Bunlar Çumra’nın yerli fasulyeleri.” Şeklinde konuştu.
İki kilo fasulye aldılar. Yarım kilolukta dolmalık biber. Ama dolmalık biberler yemeklerin içinde daha lezzetli olduğu için tercih ediyorlardı. Biberlerle dolma yapacak değillerdi. Bir buçuk kilo da domates aldılar. 
Annesi kasiyere ücreti öderken  Salih annesine sordu. “Kaç senelik cüzdan?”
Annesi cevap verdi. “Kırk yıllık.”
Annesinin cüzdanının görünüşü iki topbaş demir düğmeliydi. Dışı siyah muşambaydı. Salih annesine sorduğu bu tapsız sorudan sonra ikirciklendi. ‘Sormasa mıydım acaba. Lüzumsuzluk ettim.  Bu soru annemin manava girerken verdiği selama bulamadığı karşılığına bir gönderme olabilir.’ Diye düşündü. 
Annesi sebze ücretlerini ödeyince dışarıya çıktılar. Annesi üç tekerlekli bisikleti ile eve Salih iki tekerleklisiyle kütüphaneye doğru yol aldı. 
Sıcaktı hava. Kütüphaneye gittiği için sıcak altında hiçbir sıkıntı çekmedi. Çünkü ruhu coşku içindeydi. Bitirdiği kitabı yenisi ile değiştirecekti. Kütüphaneye geldiğinde avluda erkek memur telefonu ile ayakta bir ileri bir geri gidip gelerek konuşuyordu. Yan taraftan da bayan memurun sesi geliyordu. Salih ona göz atmak için sağa sola baktı. Göremedi. Sesin nereden geldiği belli değildi. Bayan memur başka bir bayanla konuşuyordu.
Salih kütüphaneye girdi. Müdür yardımcısı vardı. Elinde ki kitabı onun önüne koydu. Teslim ettiği kitap Falih Rıfkı Atay isimli siyasi bir kitaptı. Salih odadan çıktı diğer geniş bir odaya girdi. Orada da raflar dolusu kitaplar vardı. Yeni ve aşina olmadığı kitaplar. 
İçeriyi floresan lamba aydınlatıyordu. Ama gireceği rafları ışıtmıyordu. Eli ile kapı girişinde ki rafın arkasında duran lamba düğmesine ilişti. Düğmeyi çevirdi. Şimdi istediği raflar aydınlıktı. 
Salih’in gözüne iki adet II. Abdülhamit ile ilgili kalın kitaplar ilişti. Dikkatini çeken diğer kitap ise Topal Osman Vakası adlı kitaptı. Osmanlı mebusunu öldüren kişiydi bu. Topal Osman’ı anlatan kitap iyi olabilirdi. Ama gerginlik istemediği için onu es geçti. Tanzimat isimli kitabı aldı. Odadan çıktı. Memurun bulunduğu odaya geçti. Memur değişmişti. Başkası vardı. Kitabı onun önüne koydu. Memur kitabın demirbaş numarasını bilgisayara kaydetti. Salih’e verdi.
Hemen yan tarafta gençten bir delikanlı oturuyordu. Salih onu yeni tayin olan genç bir memur zannetti. Sonra memur olamayacak kadar genç olduğuna karar verip onun, memurlardan birinin çocuğu olarak düşündü. 
Salih hoparlörden yapılan duyuruyu dinliyordu. Bisiklet kafilesinin geçeceği kavşakta gözüne baş örtülü bir trafik polisi ilişti. Salih gözü ile onu tarttı, biçti, böldü. Önceden gördükleri hep saçı açık bayan polislerdi. Onlardan eser yoktu artık. Gücün simgesi artık baş örtüsü örtmekti o bayan polis için. Salih öyle düşünüyordu. 
,Salih bisikletine binip arka caddede var olduğunu tahmin ettiği diğer trafik polisinin yanına gitti. Yanaştı polise sordu. “Bisiklet kafilesi nereden geçecek?”
Polis “Bisiklet kafilesi şu an Konya’dan çıktı. Buralardan geçip Alibeyhüyüğü istikametine gidecek dedi. Ekledi. Yoksa sen demi bisikletinle yarışa katılacaksın?”
Salih bu çıkış üzerine “Ben nereden geçecekler diye merak ettim ondan sordum.” Dedi. Oradan ayrıldı.
Bisiklet kafilesi henüz Çumra’ya ulaşamazlardı. Salih bisikletini eve sürdü. Eve vardığında acele ile kendine çay yaptı. İçti. Temizliğini yapıp sigarasını yanına aldı. Sonra bisikleti ile evden ayrıldı. Yine aynı yerdeydi. Hükümet konağının yanında ki herkesin, çay içebileceği geniş parkın önündeydi.
Hiç seyirci bulamadı Salih. İlgisizdi halk. Dolmuş durağında bir kadın, kızı olduğu anlaşılan on sekiz yaşlarında biri. Salih’in yanında meraklı yaşlı biri daha vardı. Sağa sola bakınıyordu. O an Salih “İşte geldiler.” Diye söylendi.
Bisiklet kafilesi son sürat üç yüz metre ileride ki cadde güzergahından geçtiler. Bisikletliler çarşıdaki caddeleri turluyorlardı. 
Salih yolun kenarına indi. İleriden polis motorları sökün etti. Duyabiliyordu seslerini Çakarları vardı. Sirenleri telaşla ötüyordu. Tam hız peş peşe beş adet devasa polis motoru, gizem havası veren motor sesleri ile Salih’in önünden adeta yabancı yaratıklar gibi, uzaylı birer varlıklarmış gibi bir gösteri içinde geçtiler. Salih’in tüyleri diken diken olmuştu. Polislerin peşlerinden yarışçı bisikletliler vızır vızır, son sürat korteji tamamladılar. 
Salih bisikletine atladı. Aynı yolda pedal çevirmeye başladı. O ara vatandaşı arabaları boş olan yolları doldurmaya başladı. Salih geriden ambulans sesleri duydu. Bir motorlu polis “Bisikletli kenardan git.” Diye Salih’e seslendi.

Tuna M. Yaşar

( Polis Mi Uzaylı Mı başlıklı yazı Tuna M.Yaşar tarafından 5.02.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu