1 yıldan beri sürüncemede kalan “Tabut” projesinin son durumu nedir? Niye bu kadar beklendi?
Volkan Acıoğlu: “Tabut” projemizde bayağı bir yol alındı. 1
yıllık süreçte çok ilerleme kaydedildi. Eskiye nazaran bütün senaryo değişti.
Beklememizin sebebi de, Hatay’a yakışır güzel bir proje olmasını istemekti.
Ondan dolayı bekledik biz. Zor oldu ama önemli olan zoru başarmaktı. İlerledik
şu an yani.
Yani bekleme sebebiniz; biraz daha olgunlaşsın…
Volkan Acıoğlu: Olgunlaşsın, daha profesyonel olsun,
insanlarımız daha güzel bir dizi izlesin. Sonuçta erken yapıp dizinin kötü
olmasındansa, geç yapıp da başarılı olmasını isteriz.
Peki bu süreçte senaryo üzerinde değişiklik oldu mu? Yeni
konular eklendi mi? Atıyorum, “Beşinci bölümü yazdık, ama madem daha süre var,
yeni konular ekleyelim” diyerek sil baştan senaryo yazıldı mı?
Volkan Acıoğlu: Komple sil baştan yapıldı. Uyuşturucudan
sonra 2 tane daha gündem eklendi: Çocuk istismarı ve kadına şiddet. Aynı
zamanda içinde aksiyon, aşk, dram anlatan sahneler eklendi. İçerik çok değişti.
5 yaşındaki çocukla, 100 yaşındaki insanın izleyebileceği bir dizi oldu. Şuna
parantez açmak istiyorum: Bizim dizimizde argo yok, küfür yok. Özellikle bunun
böyle olması talimatını verdim. Çünkü ailelerimiz, çocuklarımız genelde dizi
izliyor, çocuklarımız bunları örnek alıyor. Küfür ve argo olduğu zaman
insanların beyninde o kalıyor. Bu konuyu düzgün işleyeceğimiz için talimatını
öyle verdim. İnsanlara ve topluma faydalı olacak bir dizi çıkaracağımıza
inanıyorum. İnşallah hedefe ulaşırız.
İlk çektiğiniz versiyon…
Volkan Acıoğlu: O demo olarak çekildi, ondan sonra hepsi
değişti.
Onu Youtube’da yayınlanması için çekmemiş miydiniz? Yoksa
kanallara göndermek için mi çektiniz?
Volkan Acıoğlu: Biz onu ilk başta Youtube dizisi olarak
çektik. Tabiî dizimizin kitleyi bu kadar genişleteceği aklımıza gelmemişti. Onu
çektikten sonra kanal formatı söz konusu olunca biz onu durdurduk.
Kanallara siz mi başvurdunuz, onlardan mı teklif geldi?
Volkan Acıoğlu: Aracılar oldu. “Kanal dizisi olsun” dediler.
Gizem Kızıltan: Senaryomuzu beğendiler, değerlendirmek
istediler.
Kanallardan cevap bekleme sürecinde belki şevkiniz
kırılmıştır; “Olacak mı, olmayacak mı” diye… “Acaba Youtube’a çekse miydik
diziyi, televizyon sonra mı olsaydı” diye hiç düşündünüz mü? Çünkü sosyal
medyada şöyle yorumlar yapılmaya başlanmıştı: “Neyi bekliyorsunuz? Çekilmeyecek
mi? Vaz mı geçtiniz?..”
Volkan Acıoğlu: Herkesin düşüncesine saygımız var. Biz
hiçbir zaman internet dizisi düşüncesine girmedik televizyon teklifi aldıktan
sonra. Bazı şeylerin olumlu olacağı taraftarıydık. Elimizdeki proje güzel bir
proje. İncelediğinizde güzel ve farklı bir içeriğe sahip olduğunu görürsünüz.
Ondan dolayı biz geriye bakmadık. Zaten geriye baktığımızda ilerleyemeyiz.
Senarist kim?
Volkan Acıoğlu: İki senaristimiz var; Cemile Toprak, Ferhat
Zidanî. Yanlarında da asistanları var.
Yönetmen kim?
Volkan Acıoğlu: Basın açıklamasıyla kanalın adını
belirtirken, yönetmenin de kim olduğunu söyleyeceğiz.
Röportaja başlamadan önce, dizinin her bölümünün 1 buçuk
saat süreceğini söylemiştiniz. Ülkemizde dizilerin reklâmsız süresi 190
dakikaya varmış durumda. “Tabut”u 90 dakika kabul edecekler mi?
Volkan Acıoğlu: Kanal formatları 1 buçuk saatten itibaren
başlar. Minimum 90 dakikadır yani. Biz de böyle çekeceğiz.
Yine röportajdan evvel, sektörde maliyetlerin düştüğünden
bahsetmiştiniz. Acaba dizi sürelerini de mi düşürüyorlar?
Volkan Acıoğlu: Böyle bir yapılanma şu an henüz yok. Minimum
1 buçuk saat olmakla birlikte, 2 veya 3 saat çekilmesi kanal ve yapımcının elindedir.
Bir dizi, kendinden önceki ve sonraki programların süresini etkileyeceği için
ona göre ayarlama yapılır. Senaryoyu 90 dakikadan hazırlıyoruz biz.
Dizinin konusu nedir?
Volkan Acıoğlu: Uyuşturucuya savaş, çocuk istismarı, kadına
şiddet.
Şöyle sorayım: Yani hangi konuyla başlıyor? Atıyorum meselâ;
uyuşturucu bağımlısı bir çocuk, çetenin elinden kurtulmak için kaçar, sonra
çete onun peşine düşer gibi.
Volkan Acıoğlu: Bu önemli bir kısım dizide, merak
uyandıracak bir kısım bu. Zaten dizimizin ilk 20 dakikası ful aksiyon.
Morgda bir sahneniz vardı, fotoğrafını görmüştüm.
Volkan Acıoğlu: Kardeşimin ölüm sahnesi.
Gerçek morgda çektiniz yani?
Volkan Acıoğlu: Gerçek morgda çektik. Dolaplarda gerçekten
ölüler vardı.
“Palmiye Ajans” olarak ücretsiz “Beden dili, Etkili iletişim
ve Oyunculuk” eğitimi vereceğinizi sosyal medyadan duyurdunuz. Bu konuya
değinir misiniz? Ders alanlara rol verilecek mi?
Gizem Kızıltan: Yani şimdi ders alanlara kesinlikle rol
verilecek diye bir şey söz konusu değil. Sonuçta dersteki performansına göre.
Seçmeler olur, seçmelerde kendilerini aldıkları eğitimle daha iyi ön plâna
çıkaracaklar. Bizim amacımız da o zaten; profesyonel olmadıkları için biraz
daha o amatörlükten çıksınlar da profesyonel gözüksünler, şans kapıları daha fazla
açılsın. Üstelik artık eskisi gibi Youtube işi düşünmediğimiz için maalesef
hatır gönül adına öyle olmuyor. Profesyonel sanatçılarla çalışacağız.
Eğitim ilânına ilgi ve rağbet nasıl?
Gizem Kızıltan: Başvurular iyi. Haftada 2 gün olacak yüksek
ihtimal. 2 buçuk saat sürecek her bir eğitim. 2 grup alırız diye düşünüyoruz şu
an.
Başlama tarihi belli mi?
Gizem Kızıltan: Şu an belli değil.
Volkan Acıoğlu: Gizem hanımla bu konuda aldığımız karar;
bize başvuran oyuncu adaylarını maddî yönden sarsmamak için ücretsiz
düzenliyoruz kursu, buradaki kişilerin oyunculuk idealini gerçekleştirebilmek
adına. Çünkü insanlar bir dünya para döküyorlar bu işi başarabilmek için. Biz
de bunu engellemek adına bu projeyi başlattık. Bu proje kapsamında da çoğu
insana faydalı olacağımıza inanıyoruz. Yani bu “beden dili, etkili iletişim”
oyunculukta çok önemli bir faktördür. Öğrenciler derslere düzenli şekilde geldiği
zaman, derslerini iyi aldıkları zaman, kendilerini motive ettikleri zaman
başarılı olacaklarına eminim. Bu da önlerindeki engelin kaldırılmasına yönelik
sağlam bir adım olur. Sonuçta sadece bu dizi olmayacak. İleriki projelerde de
kendilerine gerekecek bu. Genel için gerekecek sonuçta. Böyle bir proje hiçbir
yerde yok.
Sertifika da vereceksiniz tabiî.
Volkan Acıoğlu: Evet. Zaten ders veren eğitmenimizde
sertifikalar mevcut.
Eğitmen kim?
Volkan Acıoğlu: Cemile Toprak. Aynı zamanda kendisi yazar.
Cemile hanım hazır yani.
Volkan Acıoğlu: Hazır. Sadece şu anda talepleri alıyoruz. Ona
göre bir program yapacağız.
Kaç kişi olunca kurs başlar?
Volkan Acıoğlu: 2 grup olacak. Grup başına 12 kişi
düşünüyoruz. Hafta sonları 2 gün, 2 buçuk saat.
Ne kadar sürer peki; yani hafta ve ay olarak soruyorum?
Volkan Acıoğlu: Gidişata göre değişir.
Peki İskenderunluların ilgisi, desteği nasıl diziye?
Volkan Acıoğlu: Şimdi şöyle bir şey söyleyeyim: Tabiî ki
İskenderun’dan bize destek var. Arsuz kaymakamı sayın Musa Sarı büyük bir
destek veriyor bize bu konuda. İskenderun’daki iş adamlarımız da var birkaç
tane. Ama tabiî ki biz öbürleri için de aynı şeyleri söylemek isteriz; onların
bu diziyi desteklemelerini isteriz yani. Özellikle İskenderun için konuşuyorum:
Belediye başkanından Hatay milletvekiline kadar hepsinin bu projeye sahip
çıkmasını istiyoruz. Sonuçta Hatay’ımızın bir dizisi olacak, Hatay’ın her
tarafında çekilecek. En ufak esnafından en büyük haddehanesine kadar
insanların, iş adamlarının, özelikle ve özellikle altını çizerek söylüyorum;
İskenderun belediye başkanının bu konuya özen göstermesini isteriz. Sonuçta bu
proje büyük bir proje olacak yakında. Büyük bir projeye girişiliyor
memleketimizin tanımı için. İskenderun’un her noktasını, Hatay’ın her milimetrik
noktasını tanıtmak adına güzel bir dizi olacağına inanıyorum. Elini taşın
altına koymasını isterim herkesin.
Meselâ ne yapabilirler bu konuda?
Volkan Acıoğlu: Ne yapabilirler; güzel bir soru… Maddîyat ve
maneviyat olarak destek çıkabilirler. Sonuçta biz hiçbir zaman paraya önem
vermedik. Hiçbir zaman para bizim için ön plânda değil. Tabiî ki de bu işler
parasız olmaz. Çok büyük maliyetler gösteren proje bu. Az uz miktarlar
gitmiyor. Büyük meblâğlar gidiyor. Elbette en ufak bir destek çıkandan, taş
üstüne bir taş koyanda Allah razı olsun. Sonuçta katkı katkıdır, destek
destektir. “Bize illâ para vereceksin, illâ maddiyat sağlayacaksın” diye ısrarımız
olmaz, olamaz.
Mekân çekimleri için de geçerli değil mi bu? Bazen fotoğraf
paylaşıyorsunuz; hangi oteldi, Ontur Otel miydi?
Gizem Kızıltan: Anılife.
Anılife evet. Gidiyorsunuz, görüşüyorsunuz; yani o şekilde
de yardım edebilirler, diyorsunuz mekân olarak otel olur, hastane olur.
Volkan Acıoğlu: Tabiî ki. Demin de dediğim gibi, biz sadece
maddiyat boyutuna bakmıyoruz. Maneviyat boyutu da var. Bize mekân tedarik
edilebilir, malzeme tedarik edilebilir. Bunlar da sonuçta bir destek.
Bunlar da sponsor olarak mı gösterilir?
Volkan Acıoğlu: Sponsor olarak gösterilir. Hangi firma,
hangi kişi bize destek olduysa, olacaksa da onların dizi boyunca reklâmı
yapılır, billboardlarda adı geçer sponsor diye.
Bir ara sosyal medyada birbiri ardına paylaşım yapıyordunuz.
Popüler dizilerde rol almış oyuncuları İskenderun’a getiriyordunuz ve “Tabut”ta
oynayacağını belirtiyordunuz. Şu an hangi artistlerin oynayacağı kesinleşti?
Volkan Acıoğlu: Şu anda 8 tane isim kesinleşti. Birkaçını
söyleyelim: “Kurtlar Vadisi”nde “Ömer baba” karakterini oynayan Emin Olcay, eşi
Hayat Olcay, Kurtuluş Şakirağaoğlu, “İçerde” dizisinde oynayan 2,05 metrelik
boyuyla Seyithan Özdemir, Devlet tiyatrosu sanatçısı İzzet Çivril.
Peki oynatmak istediğiniz ama ulaşamadığınız, zor olan bir
isim var mı?
Volkan Acıoğlu: Ulaşamadığımız oyuncu yok.
Aklınızdan geçen?
Volkan Acıoğlu: Benim idealim vardı. Hatta geçenlerde
Adanalı gazeteciler röportaj yaptı benle, orada da söyledim; bir oyuncuyu hedef
almışım: Kenan İmirzalıoğlu. Zaten benim idolüm oydu ufaklığımdan beri. Bir
şekilde ona da bir çıtlatma oldu ama tabiî ilerleyen bölümlerde olabilir. Şu
anda bazı şeyleri aşmamız lâzım. Bir anda büyük lokma yersek bazı şeylere
ulaşamayız. Yavaş yavaş, emin adımlarla.
“Uyuşturucuyla mücadele” konusunda Youtube’a yüklenen
dizilere her gün bir yenisi daha ekleniyor. İnternete çıkmadan televizyona
transfer olan sizi şanslı görüyorum bu hususta. Ama şöyle bir durum var gözüme
çarpan: Moda bir akım oldu âdeta. Sizin buna yorumunuz nedir?
Volkan Acıoğlu: Şu anda bilirsiniz ki Türkiye’de uyuşturucu
kullanım yaşı 12’nin altına düştü. Doğal olarak bütün diziler bunu baz almaya
başladı. Dizi yapmak isteyen arkadaşlar bunu örnek almaya başladı. Biz sadece
uyuşturucuyu ele almadık. Tabiî ki uyuşturucuyla savaşı her saniye işleyeceğiz
doğru ve düzgün şekilde. İnsanlara doğru olanı ne kadar iyi aktarırsak
inanıyorum ki zihinde de o kalacaktır. Şu anda çocuklarımız hep internet ve
televizyon başında dizileri izleyip örnek alıyor ama bizim dizi için şöyle
söyleyeyim; Türkiye’de akımı tek olacak, konusuyla gündemi sarsacak bir dizi
olacağına inanıyorum. Çünkü kadına şiddeti ve çocuk istismarını da ele aldık.
Tabiî kanal dizisi olması bizim adımıza büyük bir artı olacağı için bunun da kıymetini
bileceğiz. En güzel şekilde aktaracağız. Ne kadar güzel işlersek o kadar
başarılı olacağımıza inanıyoruz. Her şey yürekten gelmeli, profesyonellikten
geçmelidir. Elbette biz de bu işlere amatör olarak başlamıştık. Uyuşturucuyla
mücadeleyi, çocuk istismarını, kadına şiddeti iyi bir biçimde işlersek, eminiz
ki topluma çok faydalı bir dizi olacaktır.
Son olarak ekleyeceğiniz şeyler var mı?
Volkan Acıoğlu: Demin de dediğim gibi, Hatay’ın tüm
ilçelerindeki iş adamlarının bu diziye destek vermesini isteriz. Sonuçta bu
Hatay’ımızın dizisi olacak, memleketimizi tanıtacağız. Oyunculuk hedefleyen
insanlarımıza da ajans olarak kapımız her zaman açıktır. Biz hiçbir zaman maddî
yönden değer vermedik, hep manevî yönden baktık. Bunun da insanlara çok şey
kazandıracağını umuyoruz. İnsanlarımız oyunculuk hedefine gitmek istiyorlarsa
tabiî ki bize başvurmaları gerekir. Bu başvuruları değerlendirip, ona göre
kendilerine kapı açıyoruz. Yani kısaca şöyle söyleyeyim size: Biz Hatay’a
İstanbul’u getirdik! İnsanların İstanbul’a
gidip dolandırılması olayını kaldırdık. İnsanlar oraya gidiyor, birçok para
harcıyor; biz bunu yapmıyoruz, hiçbir zaman da yapmayacağız. Oyunculuk
idealinizi gelip bizimle gerçekleştirebilirsiniz. Kendimize ait dizimiz var
zaten. En büyük artımız budur. Hiçbir yere sunum yapmıyoruz. Biz kendi
dizimizde oynatıyoruz. Burada kendi memleketinde başarıya ulaşmak isteyen
insanlara kapı açıyoruz. Bunun da kıymetini bilmelerini isteriz. Olmayacak bir
şey yoktur; hiç kimse, “Yapamam, beceremem” demesin. Çünkü neden; ilk önce
yürekten isteyeceksin, hedefine yürüyeceksin, ideallerinin peşinden koşacaksın
ki kazanabilesin. Bunu yaparsan bir yerlere gelirsin. Ee burada da ailelerin
desteği çok önemli. Çocuklara ailelerin de destek vermesi, çocuklarına
güvenmeleri toplum için de güzel bir adım olur. Oyunculuk başarılamayacak bir
meslek değildir. Yeter ki yürekten istensin; her türlü başarıya ulaşılır.
Hedefine gidecek gemiyi kimsenin yolundan çıkarmaması lâzım. Her şey insanın
kendinde biter zaten. Ailelerin çocuklarına destek verip güvenle yollamaları
için biz buraya geldik. Bunları başaracağımıza inanıyoruz. Kapımız herkese
açık. Bununla onurluyuz biz. Gizem hanım ve ben, çabalarımızın karşılığını
almaya başladık. Sonuna kadar gideceğiz.