Çocukluğumdan
beri idamdan her daim ürperirim. Film de bile bu sahnelerden uzak
durmaya çalışırım. Ama, diğer ülkelere baktığımızda
değişik ölüm cezası uygulamaları mevcut. Kimi asarak, kimi
kurşuna dizerek ve kimi de elektrikli sandalyeyle insanların
hayatlarını sonlandırıyorlar.
Son
günlerde Mısır'daki idamlar... Sisi cuntası nice fidanı
solduruyor. Bizde olmadı mı zamanında? oldu elbette, Bizde de
vardı cunta rejimi. Evren'in ifadesiyle 'sağdan da bu kadar kişiyi
astık soldan da'. Bizde de nice fidanların hayatı soldu, gitti.
Bizde de idam edildi Menderesler, Gezmişler, Pehlivanoğulları ve
niceleri. Eeee idam ile neyi çözdük, neyi önledik? Bugün
asılanların tamamına yakınına ağıtlar yakıyoruz. Şu, ölüm
cezasını hak etti, diyebiliyor muyuz?
Şükrolsunki
ülkemizde epey zamandır ölüm cezası yürürlükte değil. Arada
sırada 'İdam Gelsin' söylemleri de olmuyor değil. AB yolunda
ilerlerken idamı kaldırdık. Geri getirmek için halkoylaması
yapılsa, sizce sonuç nasıl çıkar? Gerçi hukuken yaşam hakkı
ile ilgili mevzular referandum konusu yapılamaz ancak halen bu kadar
gündemde olması düşündürücü değil mi?
Şimdi de
Mısır'daki idamları konuşurken, idama karşı olduğu öne
sürenlerimiz, bir de bakıyorsunuz' İdam Gelsin' diyor. Ben, bu
çelişkiyi anlayamıyorum. Anlayanınız varsa, bana da anlatsın.
Elbetteki işlenen suçların bir bedeli olmalı. Ama hangi suçun?
Bölücülük, taciz, ayrılıkçılık ve devlete başkaldırının
bir bedeli olmalı. Ve biz hangi ölüm cezasını haklı sebeplerle
gerçekleştirdik? Peki dün yapılanlara yanlış diyorsak, yarın
da bugün yapacaklarımıza yanlış denmez mi? Onun için, iyi
düşünülmeli, öfkeden ve duygusallıktan uzak akl-i selimle karar
vermeliyiz.
İdamın yerine ağırlaştırılmış hapis
cezaları daha uygundur, diye düşünüyorum. Çünkü idam sorunu
çözme yerine sorun daha da çözümsüzlüğe ve sorunun büyümesine
sebep oluyor. En iyisi, sorunun temeline inip, iyi bir eğitim
verilirse idama neden gereksinim duyulsun ki?
Şubat 2019
Sakarya
Muhammet AVCI