Halbuki bir kelimenin varlığından doğmuştuk biz. Bir Merhaba olmadık kapıları aralamıştı göğümüzde. Sana yazmalar çiçekli bahçelerde kaybolmaktan geçiyordu. İç çekmelerim arttı bu ara. Nicedir göğsümün orta yerinde bir alev topu yanıyor hiç durmadan. Susuşların beyaz güvercin kanadında açılmamış birer mektup. Sabahları iki kelimeyle doğurmanı özledim. Dün gece eski zamanların içimde bıraktığı izlerin üstünden geçtim. Geçtikçe üşüdü ellerim. Ruhum üşüdü. Ben üşüdüm. Önüme çıkan o dik yokuşun senden geçmek olduğunu anlamam uzun sürdü.
Vücudumun yamalı yanları ağrı içinde. Sevişlerim göğsünün ortasında dursun hep, bundan gayri bedduaya dönmedi dilim hiç. Odamda eski bir tavan var bir de mum. masanın ortasında duran ışığında varlığının gölgesi…
Bir şehrin sıcak denizinden çıkıp, iklimi soğuk yerlere gitmekti senden uzağa itilmek. Dillendirdiğin her satırı dillere düşmesi, içimde birikmişliklerin çaresizliğini haykırıyor. Kısacık anıların hayali hep canlanıp duruyor. gözümde tütüyor sesinin sessizliği. Yokluğuma savaş mı açtın, savaştın mı yokluğumla bilmiyorum. Damarlarında dolan o zehri atmanın yolu unutmaktır. Alıp karşına yaşanmışlığı unutmaya niyetlendin mi? Niyet etmeyle başlar her şey. Bir zamanlar sevmeye niyet etmişliğin gibi. Yeminli unutmaya başla. Kararlılığın unutturacaktır varlığımı sana. Cesaretini toplayıp susmayı dene. Kal-bin-den susmayı…
Şu gök gürlemesi beynimde oluyor sanki. Bekleme sanrıları sabrımın sınırlarını deniyor. Korkunç bir özlemin dalgalarında kayboluyorum. Rüyalarım nicedir ağırlamıyor varlığını , uyku nöbetleri hep bundan. Göğsümde oturttuğum bir yutkunamayışlık var. Bazı takvimlere çok kırgınım. Geri vermiyor hiçbir şeyi. Susmalarına bugün bir yenisini ekle. Niyet etmeyi unutma.