Ağustos
ve temmuzda titrerim donar gibi
Ruhumu
buzla sarar aşkın eylül ayazı
Sanki
hep Yusuf bekler karanlık kuyu dibi
Kervancıya
ip sorar aşkın eylül ayazı.
Işıkları
söndürüp girdin mi ince yola
Bedenle
anlaşmadan vermezler asla mola
Ademliğin
kuralı çile çekerek sola
Nefsi
nefisle yorar aşkın eylül ayazı.
Gönül
denen muamma vuslat için kavrulur
Bir
çağlayan misali insan bazen durulur
Şu
zaman tayfununda küller yele savrulur
Doğru
yanlış tek karar aşkın eylül ayazı.
Çağları
biz uydurduk mevsimlere takıldık
Aynı
akla sahipken bebek diye bakıldık
Sonra
düşman sanılıp cayır cayır yakıldık
Görünende
sır arar aşkın eylül ayazı.
Canlı
cansız varlıklar hep başıma üşüşür
Tek
perdeden dönerken gayesizce dövüşür
Ayna
paslı olunca canan benimle üşür
Hesaplar
külli zarar aşkın eylül ayazı.
31.08.2014
Ahmet
Çelik