ŞİİR-ŞAİR VE BEN
Ahmet AYAZ
Gaziantep Güneş Gazetesi
25 Haziran 2019
………………………………………………
Bugün burada şiir ve şair derken, biraz da
kendimden söz etmeye ihtiyaç duydum. Türk basınında 1976 yılından bugüne kadar
adımın olduğundan bugün burada söz
etmem abes olmaz kanaatindeyim. Yazmaya
ulusal Gazetelerden “HERGÜN” ile “YENİASYA” Gazetelerinde başladığımı bir çok
yazılarımda belirlemiştim. Türk Edebiyatı Dergisi dahil, sayısız kültür sanat
ve edebiyat dergilerinde şiirlerim yayımlandı. Hakkımda çeşitli basın organlarında ve “Vakit” Gazetesi gibi gazetelerde Rahmetli Abdurrahim KARAKOÇ
defalarca yazdı. Ertuğrul KARAKOÇ,un
kaleminden 10 ciltlik ve 3 dile çevrilen ansiklopediye alınmıştım. Prof.Dr.
Erdal Ceyhan, Prof. İsa Kayacan, Doç. Dr. Ahmet Özpay, Prof. Dr. Ramilye Yarullina gibi nice usta ve kıymetli kalemlar hakkımda yazılar yazdılar. Prof. Dr. Halil
İbrahim Yakar Hocamızın hazırlamış olduğu 386 sayfalık “Ahmet
Ayaz-Hayatı-Eserleri-Edebi Şahsiyeti” isimli kitabımı TURKAV da söyleşi ve imza
gününde imzalatıp da, okuyanlar hakkımda
kimlerin ne yazdığını iyi bilirler. Mustafa Gökçek İzmirde Hürriyet Gazetesi
yayınlarından çıkardığı “Yansıma Saatleri Geldi” adı altında yayımladığı
kitapta, Türkiye genelinde 40 şair ve yazara yer vermiş. Bunlardan
biriside Ahmet Ayaz. Gaziantep
Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde, Uşak Fen Edebiyat Fakültesinde tez konusu oldum. Bunların daha fazla ayrıntılarına da,
girmek istemiyorum. Fakat bugün de beklemediğim bir zamanda, beklemediğim ve çiçeği
burnunda bir genç şairin hakkımda yazdığı bir yazı ile, facebook sayfamda
karşı karşıya geldim. Okuyucularım
lütfen beni bağışlasınlar. Bu yazıyı sohbet köşeme almadan geçemedim. Bu yazıyı aşağıda sizinle beraber okuyalım diyorum.
Yazı genç ve usta şair, İsmail Çelik
Kardeşimizin kaleminden çıkmış. Kendisine de buradan teşekkür ediyorum. Hakkımda bunca yazıların yazılmasına rağmen, İsmail Çelik
Beyin bu yazısını, şahsıma duymuş olduğu
ilgi ve alakadan dolayı önemsiyorum. Kendisine bir defa daha teşekkür ediyorum. İşte yazı aşağıdadır.
“ŞİİRİ YAŞAYAN ADAM: AHMET AYAZ”
Yaklaşık 6 yıldır aktif olarak
içinde bulunduğum edebiyat ve şiir dünyasında bir çok değerli isimle tanışma
şerefine eriştim. İlk olarak aşık-ozan edebiyatına yoğunlaşmış olsam da son
zamanlarda kalem şairleri daha fazla ilgimi çektiği için rotamı oraya doğru
çevirdim. Önce Kayseri'de katıldığım Yoğunburç şiir akşamlarında birbirinden değerli
şairlerle, daha sonra Gaziantep'de, Türk edebiyatına hatırı sayılır katkılarda
bulunan isimlerle beraber oldum. Bu isimlerden biri de gazeteci, şair-yazar
Ahmet AYAZ.
Ahmet AYAZ'ın adını duyduktan yaklaşık 8-9 ay sonra kendisiyle Gaziantep
Öğretmenevinde tanışma şansım oldu. Daha önce kendisini görmemiş olmama rağmen,
bana anlatılan fiziksel özellikleriyle görür görmez tanımıştım. Bir elinde
gazete, diğer elinde üstüne şahsi kartvizitini yapıştırmış olduğu siyah el
çantası, doğuştan bozuk gözleri yüzünden gözlük taktığı halde çevresini analiz
etmekte zorlanması ve en önemlisi meşhur fötr şapkası...
Masasına yaklaştığımda beni ayakta karşılayıp davet etmesi ve bir an önce izzet
ikramda bulunmak için çaba göstermesi, hem biraz utandırmış hem de ne kadar
doğru bir karar verdiğimi göstermişti bana. Sonraki günlerde ise çok sıkı iki
dost haline gelmiştik…
Şiir ve edebiyatta yeni olan biri, bir şair veya yazarla tanıştığında ister ki;
"yeryüzünde konuşulacak tüm konular biraz beklesin, şimdi sadece şiir ve edebiyat
konuşma zamanı." Ahmet AYAZ'la birlikte olduğumuz zamanlar da tam olarak
böyle geçti ve geçmeye devam ediyor. Beraber olduğumuz zamanlarda Abdurrahim
KARAKOÇ, Cemal SAFİ, Yavuz Bülent BAKİLER gibi usta isimler hakkında konuşur,
onların şiirlerinden örnekler verir, bir iki de kendi şiirlerimizden okur ve
sonra vedalaşırız. Diğer buluşmamızda yine aynı muhabbetler…
Hece şiirini bir insana benzetmem gerekseydi, vereceğim isimler arasında
kesinlikle yer alırdı Ahmet AYAZ. Konuşurken yöre ağzıyla konuşması,
hitabındaki edebi ve üslubu; bana hecelerin tam, durakların uygun, kafiyelerin
yerli yerinde olduğu bir hece şiirini anımsatıyor. Yazdığı şiirlerde ise bir
konuşma akıcılığının olması o şiiri tam anlamıyla yaşadığını gösteriyor. Bir de
şiir dinlerken büründüğü o müthiş ciddiyet hali, bana şiirin ne kadar ciddi bir
şey olduğunu tekrar tekrar hatırlatıyor. Her geçen gün şair sayısının artması,
iyi bir dinleyiciyi daha değerli kılıyor. Bu nedenle Ahmet AYAZ'ı, gördüğüm en
iyi dinleyiciler arasında göstermem sanırım yanlış olmaz.Aynı zamanda hem
büyüğüne, hem yaşıtına hem de küçüğüne aynı saygıyı ve sevgiyi göstermesi de
onu çoğu kişiden ayıran başka bir özelliğidir.
Kimin ne dediğiyle değil kimin ne yazdığıyla ilgilenen, geçmişte kendisine
ikram edilen bir bardak suyu bile unutmayıp hatta anlatırken sanki bade ikram
etmiş gibi o kişiyi yücelten, iyiye iyi demeyi bilen, yanlışı çekinmeden
söyleyen, özellikle şiir konusundaki ciddiyetinden asla taviz vermeyen bu
değerli şahsiyeti tanımaktan dolayı her zaman onur duydum.
Yaşamının son anına kadar Türk Edebiyatına ve şiire hizmet edeceğini bildiğim
sayın Ahmet AYAZ'a, hem şahsıma hem de Türk edebiyatına kattığı sayısız
değerler için teşekkür ediyor, kendisine yüce Allahtan uzun ömürler diliyorum.
İsmail ÇELİK