Nazlı Tuna, ak Tuna; suyuna kan karışır
Türk’ün asil ruhundan özüne can karışır
Öz kardeşinden uzak, kalmışsın yâd ellerde
Hicran nağmesi gibi adın gezer dillerde
Akışında saklıdır acının bin bir rengi
İlk göz ağrım Tuna’nın yoktur dünyada dengi
Mehtaplı gecelerden ay ışığı süzülür
O mahzun akışını gören her Türk üzülür
Maziye bir bakıver, anlat gördüklerini…
Düştük çile payından, sefa sürdüklerini
Okyanuslar birleşse yangının söndüremez
Cihan kıyama dursa yolundan döndüremez
Kim silebilir seni, alnımızda yazısın
Hicran yüklü nağmesin, yüreklerde sızısın
Kaç kez üstünden geçti Osmanlı’nın atları
Kartal bakışlı nefer, rüzgârdan kanatları…
Neler anlatır neler, dile gelse ak sular…
Zalimlerin üstüne bir gün döner pusular
Bizi ayrı düşüren kor ateşlerde yansın
Göğüs kafesimizde canımdan içre cansın
Kalk o kirli döşekten, yatağına dön Tuna!...
Yeniden doğmak için gün misali sön Tuna!...
Hicranın ateşiyle her ne varsa yak gitsin
Zamanın oluğundan nazlı nazlı ak gitsin
Mavi berrak suların süzülsün kuğu gibi
Salın git rüzgârlarda ecdadın tuğu gibi
Rüyalarına girsin hilal bıyıklı nefer…
Gönüllerden gönüle başlasın seyr ü sefer
Sanma unuttuk seni gurbetteki vatansın
Kansın damarımızda, yüreklerde atansın
M. NİHAT MALKOÇ