Tarih boyunca, imanlılar ile inançsızlar hep çarpışmakta... Kuvvetli, çalışkan olan her zaman galib ve hakim olmaktadır. Bu çarpışma, harb vasıtaları ile yâda dövüşüp propaganda ile neşr yolu ile de yapılmaktadır. Imanı zayıf olanlar, alçakça ve açık bir şekilde iftira ettikleri gibi müslüman şekline girerek, din adamı görünüp islamiyeti içerden yıkmaya çalışıyorlar.Cahil ve münafık kimselerin bu fani ve yalancı dünya yaşantısını ele geçirmek için, ortaya koydukları yanlış, bozuk sözleri ile dini, imanı yok etmektedir.
Bu yanlış manevi bozukluklarını durdurabilmek için Ehl-i sünnet alimlerin doğru bildiklerini yaymaktan başka kurtuluş olmadığı gibi yanlız bize Cenabı Allah'tan niyaz edilmiş Kur-an'ı Kerimi okuyup ve ona itaat etmeliyiz. Resullulah( S.A.V)min yolunda gitmeli ve sünnetlerini terk etmemeliyiz. Müslüman vatanına, milletine faydalı olur. Vatandaşların aynı hak ve hürriyetlerine malik olduklarını bilirler. Kendini kimseden üstün görmezler. Herkese iyilik yapmayı sever. Bölücülük yani ötekileştirmeyi hiç yapmazlar. Gayri müslimler, başka dinden, başka mezheb den olanlara hiç kötülük yapmazlar.
Müslümanlar, genelde güzel huylu oldukları, iyi insanlar, güler yüzlü, tatlı dilleri ve iyi hareketleri ile kendilerini bütün dünyaya tanıtırlar. Devamlı çalışır helal para kazanırlar. Kimsenin hakkına dokunmazlar. Böyle olan müslümanları Allah'ta sever, kullar tarafından da sevilir.
Kaf süresi ( 29, 31,32, 33.) ayetlerinde şöyle buyruluyor; Benim katımda söz değiştirilmez ve ben kullarıma zulümkar değilim. Cennet de mutakillere uzak olmayarak yaklaştırılmış olacak. " Işte bu, O sizin va'd olunduğumuz " Her bir tevbekara, görevini riayet edene, görmediği halde rahman olan Allah'tan korkan ve O'na yönelen bir kalple gelenleredir.
Yeryüzünde bulunan tüm insanların, din,dil,ırk ayırımı yapmadan bir arada kardeşce yaşamaları dileğiyle...
Allah'a emanet olun./ Kamile Özdemir.