Günlük hayatın koşuşturmaları arasında yaşadığımız kişisel sorunlar nedeniyle elimizdeki birçok güzelliklerin ve değerlerin farkında hiç mi hiç olamıyoruz…

Çalışanlarımız için hayat evden işe işten eve gidip gelmeyle, aybaşında alınan maaşla kiradır, elektriktir, sudur, telefondur, mutfak masrafıdır, giyimdir kuşamdır, kredi kartı taksitleri gibi harcamalarla ay sonunu nasıl getiririm düşüncesi ve telaşı arasında gelip geçer…

Öğrenci olanlarımız için evden okula okuldan eve gidip gelmeyle, derslerde alınan düşük notları düzeltmenin, okulu biran önce bitirmenin, bitirip de mezun olunca iş bulabilecek miyim gibi düşünceler arasında gelip geçer…

Çalışmayanlarımız içinse bayanlar temizliktir, yemektir, çamaşır ve bulaşıktır, ütüdür, çocukların bakımı vb gibi ev işleriyle uğraşırken erkekler ise evden çıktıktan sonra iş aramayla, arkadaş sohbetleriyle, sporla ilgilenmekle ve takım tartışmalarıyla vakit geçirmeye çalışır…

Kadın, erkek, yaşlı, genç, engelli, engelsiz, çalışan, çalışmayan, okuyan, okumayan her insanın kısacası hepimizin de kendi yaşadığımız hayat koşullarına göre, sorunlarına göre koşuşturmaları bulunmaktadır…

İşte bu koşuşturmalar ve sorunlarla boğuşma arasında bazı zamanlar oluyor ki yanı başımızda, başucumuzda bulunan zenginliklerimizin farkına varamıyoruz ya da olamıyoruz…

Ben de yıllarıdır asıl zenginliğin maddi zenginlikte değil gönül zenginliğinde olduğunu ailemde ve yaşadığım hayatta edindiğim bilgi ve deneyimlerle görmüş ve öğrenmiştim…

Bu nedenle ben de yıllardır para pul biriktirmektense arkadaş ve dost biriktirmeye çalışmıştım… Bunda da başarılı olduğumu her geçen gün daha iyi görüyor ve anlıyorum…

Benim gönül zenginliğimde ise kimler yoktu ki…

Hastalanarak rahatsız olduğumda, herhangi bir sorun yaşadığımda, iyi veya kötü bir olayla karşılaştığımda, ya da her yıl doğum günüm geldiğinde elimde bulunan bu zenginliğimin farkına bir kez varıyor ve “İşte asıl zenginlik budur” diyorum…

Gençlikle ve yaşlanmakla ilgili W. E. Gladstone kısa ve öz olarak şu sözleri dile getirmektedir. 

“Gençlik bir hayat devresi değil, bir akıl halidir.

Yıllar cildi buruşturabilir, ancak heyecanların bitişiyle ruh buruşur.

İnsan kendine olan güveni kadar genç,

Kuşkusu kadar yaşlı, 

Cesareti kadar genç,

Korkuları kadar yaşlı, 

Umudu kadar genç,

Bezginliği kadar yaşlıdır.

Hiç kimse fazla yaşamış olmakla yaşlanmaz.

İnsanları yaşlandıran, ideallerinin bitmesidir.

Kalbi sevdikçe, neşe duydukça, güzellikleri fark ettikçe, beyni yeni şeyler.

Keşfettikçe, herkes gençtir.

İnsanlar yaşadıkça yaşlandıklarını sanırlar,

Hâlbuki yaşamadıkça yaşlanırlar. İnsan, yaşlı olmaya karar verdiği gün yaşlanır…”

Ben de ömür dediğimiz bu yaşamda bir yılı daha geride bıraktım… Doğum günlerinde insan kimliğinde yazılı olan tarih itibariyle bir yaş daha yaşlanmış olabilir…

Bu konuda en anlamlı açıklamayı yukarıda alıntı yaptığım yazısında W. E. Gladstone belirtmiştir. 

Her ne kadar kimliğimdeki tarih bir yaş daha ilerlemiş olsa da; 

Küçük yaştan itibaren kendime olan güvenim kadar gencim, 

Karşıma çıkan her engelle korkusuzca mücadele etmeme neden olan cesaretli oluşum kadar gencim,

Yaşadığım ve yüreğimi yaralayan onca olaylara rağmen yüreğimde hiç bitmeyen ve solmayan umutlarım kadar gencim,

Ve başta ailem olmak üzere sevdiğim ve benim için birbirinden değerli olan siz yüreği güzel olan, iyi günde kötü günde birlikte ağlayarak güldüğümüz, acılarımızı paylaşarak azalttığımız, sevinçlerimizi paylaşarak çoğalttığımız ve acısıyla tatlısıyla günlerimizi paylaştığımız sayısız dostlarımla birlikte olmakla daha da gencim…

Sizlerle yaşadığım ve olduğum sürece de yaşlanmaya hiç mi hiç niyetim yok… Doğum günlerinde hediyeler alınır verilir ya, benim içinde sizlerle birlikte olmak ve birlikte yaşayarak yaşlanmak dünyanın en güzel hediyesidir… İyi ki varsınız, iyi ki hayatımdasınız… Hepinizi seviyorum…

Sözün özü olarak, birçok insana zenginlik nedir diye soracak olsanız çoğunlukla maddi değeri olan para, pul diye yanıt verirler. Aslında en büyük zenginlik ne paradadır ne de puldadır, asıl zenginlik insanın gönül zenginliğidir… Bununla birlikte en büyük zenginlik öncelikle yüreğindeki hiç solmayan umududur, sağlığıdır, mutlu bir aile içerisinde huzurla yaşamasıdır, hiçbir maddi beklentiye dayanmayan sevgi ve saygı dolu arkadaşlar ile dostlara sahip olmasıdır… İşte bu nedenle ben hangi yaşta olursam olayım kendimi dünyanın en zengin insanı olarak görüyorum… Ne dersiniz, kendimi dünyanın en zengini olarak görmekte haksız mıyım?   

( Dünyanın En Zengin İnsanı Benim başlıklı yazı AliHaydar tarafından 15.08.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu