Bıçak kemiğe dayandı… Tahammülüm kalmadı deriz, öyle anlar gelirde! Ağlarız olmaz, bağırırız olmaz, ne insan ne eşya, ne de düşünüp de kurguladığımız ne varsa çare olmaz… Hani ölsek de kurtulsak bile deriz.


İnsan ne kadar zengin olsa, 

Ne kadar çok iktidarda kalsa 

Şöhret sahibi dünyaya dalsa

Balon şiştiği gibi söner de

Yaşanılan çaresizlik beyhude!


Hani Osmalı zamanında derlemiş ya, büyüklenme padişahım senden büyük Allah var! İnsan ne olursa olsun, Allah’a boyun büker sonunda, yaşadığı süreçte bükmezse… En son nokta ise ölümdür.


Elbette bunu her insana anlatsanız, inanmaz. Dinlemez. Allah’ı Rab olarak bilerek veya bilmeyerek kabul etmez. Çaresiz kalana kadar, ben en büyüğüm der. Vücudunda böbrek taşı bile onu inim inim inletir, ne iğne ne de ağrı kesici ağrıyı kesmez. Adam yerine koymadığı doktordan çare dilenir ve çare de bulur. Sanır ki, her acıya çare doktordur. Çaresiz kalsa doktor arar, cinci arar, maskarayı arar… Artık onun anlamsı için, Rabbim depremle, tufanla, yanardağ ve yangınlar ile sarar etrafını. Artık çıkan sesini kimse duymaz. Cesedini gören, ondan çeken beddua eder, üstüne tükürür, bir leş gibidir. Hani kokmasın diye toprağa gömerler.


Her yel, her büyüyen canlı, her ölüm, her hastalık … Kişiye işarettir. Rabbimin varlığını gösterir ve insan hizmet eder ki, Rabbini tanısın ve yalnız ona kul olsun… Olmazsa da kendine eder.


Bugün İdlip’te, Esad askerleri vuruyor, o dursa Amerika vuruyor! Üstüne bomba yağan da insan, yağdıranda. O topraklarda petrol var çünkü… Onu almak uğruna öldürüyor insanları. O topraklarda çaresiz insanlar, acımalı mı? Bir insan olarak elbet de acırız da. Ancak, bu topraklarda yaşayan insanlar kaç uyarıya rağmen Rabbine yönelmedi ki? Allah kendine isyan eden kulundan zalim ile intikam alıyor. Zalimde bilmiyor ki, onunda sonu yakın…


Bu dünyada yaşamın gayesi Allah’a kul olmaktır. Bir ömür de onun için veriliyor. O ömrün için Allah’ın dediği gibi dolduracak biziz. Böyle doldurmakla karşılığını almaya da hak kazanıyoruz. Rabbimin bizim yaptığımızdan bir kazancı ya da çıkarı yok. Hep kazanacak biziz. Bunu kabul eden, buna göre yaşayan, yokluğu anlayan, dünyayı eliyle tersleyen her kişi, kazanacaktır. Bu dünya cennet yurdu değil, ne isterseniz olmayacaktır. Ben isterim olur gibi yaşayan bilsin ki, kaybedendir. Çaresiz yardım bekleyendir. Mutsuzdur. 


Sonu iyi ve kötü olan tercihlere bizi zorlayan değerler var. Lütfen zor da kalmamak için, imdadımıza ses gelmesi için şu ayeti asla ama asla unutmayın, La galibe illallah - Allah’tan başka galip yoktur. Madem daim Allah’tan başka galip yoktur, ona teslim olan da galiptir değil mi?


Saffet Kuramaz   

( Lâ Gâlibe İllallah - Allah’tan Başka Galip Yoktur başlıklı yazı safdeha tarafından 2.09.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu