Ey Diyarbekir Diyarbekir!

Sen, su gibi azizsin.

Sen, barış ve kardeşliğin, remzisin.

Sen, seni seven gönüllerde, geçmeyen izsin.

Ve sen, her şeyinle çok mu çok barizsin.

 

Ey Diyarbekir Diyarbekir!

Sen, ya göründüğün gibi olanların ya da olduğu gibi görünenlerin, sultanısın.

Sen, benim ben diyen şairlerin, en hasısın.

Sen, hararetleri dindiren, sevda desenli su taslarısın.

Ve sen, muhterem veli zatların, günlerce süren yasısın.

 

Ey Diyarbekir Diyarbekir!

Sen, gönüllere giden, en hayırlı en güzel yolsun.

Sen, sevmeyi şiar edinenlerin asil gönlünde korsun.

Sen, sevdaya giden yollarda, unutulmayan yarların yarısın.

Ve sen, kavurucu çöl sıcaklarında, dağların doruğundaki tertemiz karsın.

 

Ey Diyarbekir Diyarbekir!

Sen, aklıselim düşünenlerin, en manidar kılavuzusun.

Sen, mert ve babayiğitlerden yavuzların yavuzusun.

Sen, günlerce tuz yedirilmiş koyunların, körpe kuzususun.

Ve sen, gönüllerde taht kuranların, ususun.

 

Ey Diyarbekir Diyarbekir!

Sen, güzel görüp, güzel düşünenlerin, gözlerinin ferisin.

Sen, hak ile batıl uğruna yapılan, cenklerin zaferisin.

Sen,celalli ve haşin bakışlı, eroğlu erlerin en yaman hal ve ahvalisin.

Ve sen, kitapların bile yazamadığı, kemliklerin her türlüsünden berisin.

 

Ey Diyarbekir Diyarbekir!

Sen, özgürlük simgesi bembeyaz güvercinlerin, uğuldamasısın.

Sen, aşk pınarlarının sevda tarlalarına şarıl şarıl akmasısın.

Sen, mazlumların zalimlere, celalli ve haşin bakmasısın.

Ve sen, Aslı gibi, Şirin gibi, Zühre gibi, leyla gibi ve Zin gibi sevdiğini yakmasısın.

 

Ey Diyarbekir Diyarbekir!

Sen, helalinden kıt kanaat geçinenlerin, sevinç ve sürurusun.

Sen, sırtı yere getirilemeyenlerin, onur ve gururusun.

Sen, hiçbir insanı yakamayan, insanlık ateşinin korusun.

Ve sen, her daim övündüğüm, asil atalarımın başı dik, alnı açık yürüyüşüsün.

 

 Ey Diyarbekir Diyarbekir!

Sen, bir güzele sırılsıklam aşık olanların, yürek hararetisin.

Sen, Allah’tan başkasından korkmayanların, cesaretisin.

Sen, gönlünde zerre-i miskal kadar kemlik bulunmayanların basiretisin.

Ve sen, bir anlık firakına dayanılmayan visal hasretisin.

 

 Ey Diyarbekir Diyarbekir!

Sen, çifte yürekli, gözü kara olan sevdalıların, dillerden düşmeyen sevdasısın.

Sen, en gizli sırların saklandığı, mahirce sedef işlenmiş, çok kıymetli kasasısın.

Sen, yavrularını bağrına basan, merhamet abidesi anaların, anasısın.

Ve sen, şanı yüce Allah’ın rızasını kazanamaya çalışan, bir abidin gayret ve çabasısın.

 

Ey Diyarbekir Diyarbekir!

Sen, gözü gönlü tokların sofrasındaki, bereket örneğisin.

Sen, sevdalıları yaktıkça yakan, aşkın ateşten gömleğisin.

Sen, bilek güreşlerinde kolay kolay bükülemeyen, cengâverlerin bileğisin

Ve sen, gürül gürül çağlayan, Dicle’nin pür gür sesisin.

04-05/Eylül/2019

 

( Ey Diyarbekir Diyarbekir 14 başlıklı yazı sadeceo tarafından 5.09.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu