Kızım Helin’e (5)

 

Kanı damarlarında deli deli dolaşan

Kanı deli- deli kanlı

Saçları kıvır kıvır / gözleri bahar kızım

Kıpır kıpır yerinde duramayan

Ve şu kokuşmuş/ şu bozulmuş

Ve şu dünyanın/ şu dengesiz düzenini yıkıp yıkıp

Kavuşmalı/ barışmalı/ el ele tutuşmalı

Şarkılı/ türkülü/  danslı ve halaylı dünyalar kuran…

 

Militan düşlü çocuklar gibi

Elinde sapan zulme karşı taş atan

Gözlerinde umut/ gözlerinde barış / gözlerinde sevinç

Dişlerinin arasında ekmek gibi kopartılmış bir lokma tank paleti

Düşlerinde halaya durur gibi

Güneşin omzuna el atan çocukların şen şakrak sesi…

Ve çok uzak… Çok uzak…

Ve bir anne ve bir baba ve bir çocuk kadar yakın… Afrika’da

Gözleri dünyanın en büyük gözleri

Gözleri hiç kimsenin görmediklerini gören

Gözleri uçurum/ gözleri suskun ve derin

Gözleri ölüm çukuru -insanlığın kendisini umarsızca gömdüğü-

Gözleri zifiri karanlık sabahsız bir gece

Gözleri dünyanın sofrasına aç biilaç uzanan kimsesiz bir el

Gözleri kara/  elleri kara / bahtı kara aç bir çocuk…

Yüreğinde  “uzun ince bir yol…” bir memleket havası

Dilinde yangın bir türkü hasreti dudaklarından taşan

“…Hazan yeli değdi gülüme benim

Değme felek değme telime benim…”

Nağmeleri hüzün/ nameleri hasret/ nameleri alıp başını gitmek

Nağmeleri yaralı bir rüzgâr gibi kulaklarında inleyip duran…

Gülmeli-gülüşmeli/ öpmeli-öpüşmeli/ sevmeli-sevişmeli

Bakmalı-bakışmalı/ yürek yürek sevdaya kalkışmalı dünyalar kuran…

 

Saçları yıldızlar kadar kalabalık

Yüzü ay kadar güzel

Yüzüne bakar gibi ayın yüzüne

Saçlarına bakar gibi yıldızlara baktığım

Kanı deli-deli kanlı kızım benim…

Aramızda git git bitmeyen mesafeler

Aramızda durmak bilmeyen zaman

Ve şu anda burada gecenin bir yarısı

Yıldızlar, ay ve ben

Ve şu an da orada senin saçlarına gürül gürül dökülen güneş

Ve şu an da burada gözleri bulut bulut yağmurlara duran

Sevincin ve hüznün o amansız…/ ve o büyük/ ve o bitimsiz çatışmasında

Yere düşen bir damla yağmur gibi dağılan

Ve yokluğuna sulu sepken ağlayıp duran annen

Ve şu an da içimde hiç kimsenin bilmediği bir ağlama duvarı

Ve şu an da hiç kimseye duyurmadan ve şu an da hiç kimseye çaktırmadan  

Göğüs göğüse yokluğunla çarpışan baban…

 

Şimdi/ şu anda…/ dağların ardına çekildiğinde güneş

Akşam olduğunda yani Kanada’da

Şimdi/ şu an da…/ tam da bu gün doğum gününde yani

Şimdi/ şu an da…/ aynı göğün altında ve fakat…

Hani şu aynı an ve aynı zaman diliminde bakıp da dokunamadığımız

Aya ve yıldızlara dokun

Ellerime dokunacaksın… Öp…/ okşa…/ başını yasla…

Bir daha…/ Bir daha öp…/ okşa…/ başını yasla…/ Bırakma sakın

Özledim seni…

 

1 Eylül- 22 Eylül 2019

( Kanı Deli-deli Kanlı Kızım başlıklı yazı Savaş tarafından 25.09.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu