Müziğin yükselirken ritmi çöküyor etrafıma derin sessizlik
Ravel'in bolerosunu dinliyorum…
Bu kadar aykırı seslerden çıkan muhteşem armoni
Hislerime katıyor hayret, tatmadığım eşsizlik!
Alıyor beni Kafdağı’nın ötesine
Laleler ülkesine
Rabbime rükûda ayabakanlar
Gülleri göğsüne rozet gibi takanlar
Coşkuyla dökülüyor nalanlar
Seli Kevser
…!
Zaman donmuş
Bitme korkusu artık sonmuş
Sarıl diyorum ne varsa, sarılıyor
Doğanın içinde aşk neyse karılıyor!
Kafdağı işte
Kimsenin emeli yok işte
Mutluluk da, eğlence de
Vardırıyor şahikaya
Tozpembe
…!
Yağmıyor istemezsek ne yağmur ne de kar
Dalgaların üstünde yüzüyor ne varsa bize yar
Burada her şey kalpteki nura ayar
Üstüne gittikçe açılıyor dar
Dokundukça vadiler yarılıyor
Yazılmıyor artık kader
…!
İçmek istiyorum o yarılan vadinin suyunu
Düşünmeden neymiş huyunu
Her yudumda başka doyum
Dilimden çıkıyor yalnızca Hû
Döndükçe Kaf dağının etrafında Kâbe’ye benzemiş yolu
Yok artık ne akraba
Ne de soyum
…!
Ey fani öl bugün ilahi şimşeğin enerjisiyle
Yeniden doğ aşkın esintisinde
Neyse geçmiş adından belli geçti gitti
Şimdi uçmaya hazırlan özgürlüğün gezintisinde!
Dünya denen cehennemi unut
Verse ne olur vermese ne olur umut
Düşün
Doyan var mı serpintisinde
!…
Dostum, gözlerini kapat
Ne görüyorsan bir bir at
Üstüne bin bulmuşken Burak gibi at
Düşünme gittiğin yere doğru neymiş sürat...
Aç kollarını güvertenin en uç noktasında
Sarıl kollarınla neye dokunduysan olsun sevgili
Bu güzel yolculuğa çağır herkesi
Desinler sana bir garip veli:
De Allah’u ekber
Kur’an bize tek rehber
Bitsin artık keder
…!
Saffet Kuramaz