Bir çift iskarpin ayakkabı… Arka arkaya atılan adımlar… Kumaş pantolon… Deri çanta… Kol saati… Ceket… Gömlek… Üçgen bağlı kravat… Orta yaşlı adam mobilya mağazasının vitrin önünden yürüyordu. Mağazanın kapısı açıldı. Bir dilenci çıktı. Adamla burun buruna geldiler. Açılan avuç… Adam suratını asıp yanından geçti. Çarpan omuz… Sarsılan dilenci… Adam kapı kapanmadan mağazaya girdi. Sol tarafta oturma gurupları sağ tarafta mutfak takımları… Parkelerden yansıyan spot ışıkları… Genç bir kadın adamı karşıladı. Güler yüz… “Nasıl yardımcı olabilirim?” Kadının arka tarafında mermer masada kelli felli bir adam… Dikkat kesilmişti. Adam gözlerini kadından kaydırdı. “İş yeri sahibiyle görüşmek istiyorum.” Çantasını açtı. Kataloğu çıkarırken “Yeni sezon oturma gurupları,” Kadın başını masaya doğru çevirdi. Adam sıkıntıyla nefesini verdi. Yukarı kalkan kaşlar… Elini arka arkaya hızla savurdu. Zaman sanki bir anlığına durdu. Adam ayakta önce buz kesti arkasından başından aşağı kaynar sular döküldü. Gerisin geriye döndü. Mağazadan çıktı. Rüzgâr yüzünü yalayıp geçti. Yandaki mağazaya baktı. Tente altında bağdaş kurmuş dilenci… Bir an duraksadı. Arka arkaya atılan adımlar…