İlk seninle gelmişti bahar
Toprağın rengi elaydı
Her renkte çiçek açarken
Tebessümler uçuşurdu
Özgürlük bulaşmış bedeninin
İçinde kuşlar nağmeyle mesajlaşır
Gül dalının dibinde buluşurlardı
Çünkü senin gözlerin ilkbahardı
İnce ve uzundu parmakların
Avuç içinde pamuklar yetişirdi
Güneş vururdu cilalı tırnaklarına
Kollarından akardı ilkbaharın suyu
Uzatsan başka mevsime gitmeyip
Sımsıcak tutacaktım üşümeden
Çünkü senin ellerin yazdı
Kumral saçlarının her bir teline
Tutunup yapraklar düşerdi yere
Rüzgar estikçe kasımda dalgalanır
Alır götürürdü beni uzaklara
Bazen karmakarışık yapıklanır
İlkbahar yağmuru ile ıslanırdı
Eylül eline alırdı bir tarak
Şiir okuyup tarardı nazlayarak
Çünkü senin saçların sonbahardı
Donarak soğuktan lal olmuştu
Dönmüyordu kar yağan ağzında
Buz dağı gibi dizilmiş dişlerinin
Arasına sığınmıştı sevgiler
Birbirine sarılıp topluca
Firar edecekti izin verseydin
Seni seviyorum sözüne
Ama bir türlü ısınmadı
Çünkü senin dilin kıştı
Çok kırıldım hayata sırt döndüm
Küsünce dünyadan ayrıldım
Başka bir gezegende tattım
Sensizliği yaşadım mevsimsiz
Çünkü ilkbaharı bir gün
Sonbaharı iki gün
Yazı üç gün geriye kalan
Üç yüz elli dokuz günü kış yaşadım
Çünkü sen benim hep kara kışında
Üşüdüğüm yılım oldun