Her milletin
geçmişten günümüze dilden dile dolaşan efsaneleşmiş hikayeleri vardır. Bizim hikayemiz
ise efsanelerin ötesinde hayat bulmuş gerçek bir destandır.
Bir milletin varıyla yoğuyla yaptığı varoluş
mücadelesinin adıdır Cumhuriyet. Umutların yeşermesini engelleyen türlü
zorlukların dahi tek bir çiçeği soldurmaya gücünün yetmediği er meydanı. İnançla
,cesaretle yola çıkan bir milleti korkutmayan ölümün yanında zorluklar küçük
bir ayrıntıydı. Dört bir yanı işgal altında olan Anadolu toprakları ve elleri
kolları bağlanmak istenen Türk milleti. Her zorluk ve imkansızlık Türk
milletinin yeni imkanlar ile daha güçlü bir şekilde varoluş hikayesine bir
cümle daha ekledi. Okullar bomboş. Koskoca bir eğitim neferi cephede, kalem
yerine silah tutuyor elleri. En küçüğü sekiz yaşında olan çocuklar vatanına can
olmak için bedenine oturmamış canından vazgeçmek niyetinde. Bir baba yavrusunun
hangi cephede olduğunu bilmeden düşmana göz açtırmamak niyetinde. Bir anne yeni
doğum yapmış olduğuna aldırmadan, dünyayı yeni keşfetmeye başlayan bebeğiyle
cephe ardına mermi taşımakta. Öyle bir fedakarlıkla yol almakta ki insanın ruhunu, kalbini kana kana acıtarak. Menzile
donmadan ulaşması gereken silahlar ile cennet kokulu yavrusunu üzerindeki tek
parça eşyasıyla koruyarak kendi varlığını unutan bir Anadolu kadını. Cumhuriyet
sadece bir yönetimin adı değildi Türk milleti için. Ya onurunla , şerefinle
kaybedip tarih sahnesine usulca veda edilecekti ya da tek yürek içinde var olacak
ve adını dünyaya had bildirir gibi duyuracaktı. Türk milleti yıllarca süren
savaşların ardından yorgun bir ordu ile bu haddi dünya aleme küllerinden
yeniden doğarak bildirdi. Milletinin kendisine güvenip inandığı, ardında
yürüdüğü ve onunda milletinden, ordusundan aldığı güçle ilerleyen Gazi Mustafa
Kemal Paşa önderliğinde. En büyük eserim dediği Cumhuriyeti yüreği vatan aşkı
ile çarpan, bir avuç insan olarak nitelendirilen o koca yürekli Anadolu insanı
ile yüceltti.
Bir ülküdür Cumhuriyet. Dünya , ben buradayım; ben bitti demeden bitmez bu destan demektir. İnandığımız
ülkü yolunda elele yürüyüp cana can katmaktır. Düşerken tutmak, aç kaldın mı
bölüşmek, ağlayınca göz yaşını silmek, yarasına merhem olmaktır,omuz olmaktır. Saniyeler
sonra toprağın kanıyla sulanacağını bilsede, gölgesinde serinlediği bayrağına
nefes olmak için saliselerle yarış halinde olmak demektir. CUMHURİYET ANADOLU
DEMEKTİR. Ecdadım vardınız varolduk minnetiyle 96 sene batmayan güneşin altında
her güne şükürle uyanmaktır.