TUT ELİMDEN

Yeni yerlerle ilgili izlenimlerin etkisinde kalan deryayı andıran gözlü genç seher, yeni dostlarıyla mutlu anılar bırakmayı da unutmamıştı. Güzel gözlerinin etkisinde kalan o kadar canlıya rağmen kalbini, yerinden fırlatacak bir sevgi hissetmemişti. Onun sevgisi dostluk içindi, sanki sevmeye mühürlüydü kalbi, ama hiç de öyle görünmeyen güzelliği üzerine, gittiği her yeri güzel görmesinden kaynaklanıyordu.

Bir yeni güne uyanan genç seher, gözlerindeki ışıltıyı hissedebilmişti. Sevda yüreklisi olan seher, her alemden her çeşit dostu olurdu. Sincapları çok severdi fakat, onlardan çok ürkerdi. Hiç dokunamazdı onlara ve onları uzaktan görmenin mutluluğu yetiyor gibiydi kendisine.
Koyu harfli cümlelerle yazılarına devam ediyordu. Sonbaharı ona hep sevgilerin bittiği mevsim olarak söylerlerdi ancak o sonbaharda da mutlu olabilmişti.

Farklı farklı yerleri görme gezisi sona eren seher, ülkesine geri dönmüştü. Annesi safiye hanım, ondaki sevginin ışıltısını almıştı. Şeffaf geçen bir kır gezisi, yeni sevdalara yelken açışı annesini mutlu ediyor ve kızına sevgi dolusu öpücükler armağan ediyordu.

Genç seher, gündüz olduğu gibi gecede mutlu olabilmişti.
Okuluna devam etmişti uzun süreli geçirdiği hastalık dolu travmalar ve psikolojik bunalımlardan ve mutlu olabilmişti artık sonu gelmeyecek olan sevdalardan...

Artık zamanında sevdiği genci de, en yakın arkadaşını da görmüyordu. Deryayı andıran gözleri olan bu genç seheri nasıl aldattıkları bilinmez ama seherin artık mutluluk sarhoşa bir genç olması annesi safiyenin de mutlu olmasını kolaylaştırıyordu. Okul da sene sonunun çabucak gelmesini ve kır gezisindeki dostlarını yeniden görmeyi istiyordu.

Öğretmeni de onun bu kadar mutlu olduğunu ve artık üzülmemesi gerektiğini söylemişti kendisine, kendisi de söz vermişti ve sözünü tutacağından emindi. Öğretmeninin mutlu olduğunu derya dolu gözleri ve umut dolu bakışları anlatıyordu kendisine.

Kır ve yeşil alanların sevgi meleği, kır çiçeği olan genç seher, içindeki sıkıntılardan kurtulmaktan ziyade yaşadığı ciddi bunalımların kayboluşuyla hayatta mutlu olabilmişti.

Bu kez sınavlarına özenle çalışıyor ve kimseye aşık olmamak için çaba gösteriyordu. Uzun zaman boyunca kimseye aşık olmamıştı ve düşündüğü tek şey çiçekleri, böcekleri ve kendisini hayata bağlayan bütün canlıları sevgi içerisinde görmekti.

Sınavlarda yüksek puanlar toplayıp okul ikincisi olmuştu. Annesi safiye hanım kızını yeniden gitmek istediği ve adına `KARANFİL KOKULU PAPATYA bahçem` dediği yeşil alana gönderdi.

Uzun yıllar kendisini seven ve kendisinin ters tepkisinden sakınan ozan adlı genç ise onu takip etmişti.

Üç gün sonra vardığı karanfil kokulu papatya bahçesine, kavuşan seher mutlu ve hayattan umutluydu. Bahçesine yeni dostları gelmişti. Bu kez onlara hediye getirmişti. Her birini öpüp okşarken, Ozan da o ortamdan etkilenmişti ve sehere bir kez daha aşık olmuştu...

Seher, güvercinlerini arıyordu ve onlarla oyunlar oynayıp dans ediyordu, onları sevgi uşlarım diye hitap edip onların güzelliğine yeni bir güzellik ekliyor ve Bu güzelliği yaratan Allah`a şükürlerini güzel duygularla ifade ediyordu. Ozan ise, bu güzellik karşısında etkilenmişti ve ayağı takılıp yere düşünce seher onu farketmişti...


devamı gelecek...
( Tut Elimden (2) başlıklı yazı ali-esat-tas tarafından 29.03.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu