Bir akşam üzeri bekledim kapında.
Ellerimde güllerden bir demetle.
Ve sen gelmedin bir daha.
Yağmur yağıyordu bu şehre,
Tozlu günahları süpürmek için.
Kaldırımlarda yosmaların ayak tıkırtısı.
Ve bir sabi ilişir gözüme, titrek bir halde.
Üstü başı perişan, sığınacak kuytu bir yer aramakla meşgul.
Pencereden seyrediyor insanlar yaşanılanları.
Kimin umrunda kimsesiz çocuklar.
Kalbi kırıklar.
Yolda kalanlar…
Rüzgar ağıtlar yaktı gidişinin ardından.
Sonra zaten hiç bahar gelmedi ömrüme.
Yoldaş oldular bana kimsesiz çocuklar.
Sağlamdılar, dost sandıklarımızdan bile.
Her birinin acıklı bir hikayesi var,
Boş
uğraşları bırakıp dinlemek istersen.
Bana mı öyle geliyor bilmem.
Ya da çok mu duygusal oldum son zamanlarda?
Bu yüzyıl insanı öyle sağır oldu ki yaşanılanlara.
Yakınında can çekişeni umursamaz oldu.
Arif Nihat’ın dizelerinde dediği gibi,
“Bize bir nazar oldu, cumamız pazar oldu.
Ne olduysa
hep bize azar, azar oldu.”
10.05.2018
ÖMÜR GÜRBÜZ