KENDİNİ BULMAK
Herkesin sanal yaşamdan kurtulmak yahut bu illetli yaşama daha fazla bağlanmamak adına bir işle iştigal olmak için çırpındığı ya da velisi tarafından sürüklenmeye çalışıldığı günümüzde, en başta kendim olmak üzere yol gösterici bazı fikirler ve sorgulamalarda bulunmak istiyorum. Hani “Bin bilsen de bir bilene danış” derler ya hangi yaşta olursanız olun bu yazıyı başlangıç noktası alarak kendi hayatınızda muhtemelen uzun süredir yapmadığınız yaşam ile ilgili sorgulamaları yapmanızı tavsiye ederim.
Hepimizin koşuşturmalardan yorulup mola verdiğimiz zamanlarda kendimize sorduğumuz muhteşem bir soru var; “Dünya malı peşinde sanki neden bu kadar koşuyoruz?” aslında amiyane bir tabir olmasına karşın bu soru şapkamızı çıkartıp,bizi öz sorgulamaya çeken çok önemli soruların alt yapısını oluşturuyor. Nedir bu sorular? Şöyle söyleyeyim. Hiçbir zaman somut olarak cevabını veremeyeceğimiz, Ne için yaşıyoruz? Yaşamın anlamı ne? vb. gibi aslında farkında olmadan kendimizi bulmamızı sağlayacak altın sorulardır. İşte bu yüzden kendimizi bulmak adına bu amiyane tabir bizim temel taşımız olacak.
Hiç düşündünüz mü? Gün içinde
neden bu kadar sinirleniyoruz? Neden hiçbir şeyden eski günlerdeki yaşam
zevkini alamıyoruz? Bu soruların cevapları muhtemelen dini ve dünyevi görüşlerinize
sahip çevre ile aynı olacaktır. Örnek verecek olursak muhafazakar görüşe sahip biri
maneviyattan uzaklaştıklarını hatta unuttuklarını ve bu nedenle bu dertlerden muzdarip olduklarını dile getirirken, mutaassıp biri ise biraz daha ilmi
açıklamalarla bu soruya cevap arayacaktır. Ancak bu sorunun cevabını bu şekilde belli bir kümülatif görüş ekseninde aramayacağız. Biraz daha derinden daha şahsi
daha göreceli cevaplar bulmamız gerekecek. Nasıl mı? Şöyle izah edeyim; Elbette
inançlarımıza göre bir yaşam amacımız olacaktır. Ancak ben daha dünyevi bir cevap
arıyorum. Hayat; para kazanmak, aile fertlerine rahat bir yaşam sunmak yahut rahat
ve sağlam bir gelecek kurmaya çalışmak değildir. Evet yaşam için para kazanacağız,
ailemizin geçimini sağlayacağız, geleceğe yönelik adımlar atacağız. Ancak tüm
bunlar sadece mutlu olabilmenin birer aracıdır. Bu kaygı ve emelleri
hayatımızın amacı haline getirmemeliyiz. Belki de bu konuda ki en büyük yanılgımız
bu iki kavramı birbiri ile karıştırmaktır. Eğer bu yanılgıdan kurtulabilirsek mutlu
olabilmenin ve yaşam kaygısının birbirlerinin ikamesi olmadığını anlayabiliriz.
Yani hem mutlu olup hem de yaşamaya devam edebilmenin şifresini çözebiliriz.
Peki
nasıl yapacağız bunu? Bir kısır döngü haline gelen yukarıda kendimize soracağımız soruları her gün, adım adım cevaplayarak. Bu sorular bir kere cevaplamakla bitecek
türden sorular değildir. Kendimize sorduğumuz her sorunun cevabında ruhumuza bahşedilmiş
hayatın amacını bulacağız. Bir nevi kendimizi bulacağız desek yanlış olmaz
sanırım. Ben de bir hafta boyunca bu soruları her gün cevaplayarak kendimi
bulmaya çalışacağım. Küçük yaşlarımdan bu yana hep tarih ve edebiyat ilmine
merak duymuşumdur. Bu ilginin katlanarak artmasına rağmen neden benliğimin
doğasına aykırı davranarak başka alanlarda çalıştığımı ve benliğime
dönebilmenin yollarını araştıracağım. Heyecanla başlayacağım bu süreç ile
ilgili gelişmelerimi yazacağım bir sonraki yazımda görüşmek üzere.
Yazarın