dört mevsim içime dökülür bâkir yollarımla
değmez ayaklarım tozu süt kokulu toprağına
gözlerim buğusu izler çiçeğinden zarafet taşına
yüzüme aralı avuçlarım kapanır ve d'iner damlalar
bir müddet uzanır hayali ruhuna ellerim
okşarım O'ndan önce tebessümî nurları
duyumsarım
boynuma dolanmış sarmaşığımı ve dünyalık hasret kelâmını
teşekkürde gizdir ziyaretim
-rahatım der hem yokmuş hiç bir sızısı
çekerken gül'üm yanından ayrık otlarını
fısıldar kulağıma
sırasız g'elişlerimden bıkmadığını'
geniştir vakitler geçiti ve bitiverir günün son ânları
kısık sesim yükselip nağmelenir
-'bu mutluluğum 'en' ânı ve dünyevî yaşanan hatırası
deli oğlun bırakır mı hiç bir vakit anacığını'
....