Gazeteci Siyonist lider Theodor Herlz tarafından, Osmanlının tüm borcu olan 20 milyon sterlin dış borcunun silinmesi karşılığında Filistin’in Yahudilere verilmesi konusunda Sultan Abdulhamit’e götürülen teklifin cevabı,
“Ben bir karış dahi toprak satamam, zira o bana değil, halkıma aittir. Onlar bu imparatorluğu kurup kanlarıyla mahsuldar kırdılar. Onu, bizden koparılmadan önce onun üzerini kanımızla bir daha kapamayı biliriz.”
Olmuş. 1948 yılına kadar burada bir Yahudi devleti kurulmamıştır. Ancak ikinci dünya savaşından sonra Filistin'de kurulan İsrail devleti, adeta Filistinlileri dar bir yaşam alanı içine yıllar içinde sıkıştırarak yok etmeye çalışmaktadırlar.
Trump’ın Barış Planı diye dayattığı plan ise kalan dar alanı da Filistinlilerin elinden almayı hedeflemektedir. Uluslararası camiada da bununla yumuşamış bakış altında aheste aheste, sabırla adım adım Yahudi emeline kavuşmasını sağlamaktır.
Amerika için İsrail önemli bir devlet… Orta doğuda öyle bir yerde ki, bu coğrafyada elinden geleni ardına koymayacak, sömürüsünü ve güç gösterisini yapabilecek evi gibi…Askerlikte lojistik çok önemli, savaşmak için askeri malzeme ve barınmaya, yemeye içmeye ihtiyacı vardır. Gelirsin bombaları atarsın ama kaç gün yapabilirsiniz ki bunu…Orada ikamet edebilmek ve lojistik bir destek alabilmek önemlidir. Bundan gayri, Kudüs'ü tamamen İsrail'e vermekle, orada bulunan Mescid-i Aksa’nın da özerkliğini Yahudilere vermektir. Bu kutsal mescit, Müslümanların ilk kıblesi ve Allah’ın üç haramından biridir. Burayı ziyaret etmeyi bizzat Peygamber efendimiz bizden istemiştir. Oraya giden biri olarak, çok şükür, kapılarında daha ağzı süt kokan Yahudi askerlerinin ellerinde makineli tüfekle, içine girip girmesine karar verilmektedir. Burası tamamen Yahudilerin eline geçse yeni halleri nice olacaktır.
Kudüs, Müslümanların ilk kıblesi olan Mescid-i Aksa’nın bulunduğu yerdir. Allah’a kulum diyen, has Müslümanın asla burayı Yahudi'ye peşkeş çekmesi mümkün değildir. Arap ülkeleri cumartesi günü acil toplanıp Amerika'nın bu kararını konuşacaklarmış. Hani o toplantıdan önemli bir karar çıkacağını sanmıyorum. Keşke çıksa…Dünyanın lüksüne ve zenginliğine yapışmış bu ne olduğu belli olmayan liderlerin, İslam adına bir şey yapacakları yok. Allah’tan korkmuyorlar. Onların Allah'ı Amerika… Ne Suriye yerle bir olurken ne de Irak’ta kan dökülürken sesleri çıkmadı. Keza Yemen’de Allah düşmanı ile savaşmak varken, her yeri yaktılar, yıktılar.. Kardeş kardeşe düştüler. Eğer birisi Müslümanım diyorsa, bu dünyada yaşadığı acıdan ve ölümden korkarak şeytana nasıl teslim olabilir ki? Müslüman kalbin tek aşkı Allah’tır, Allah olmalıdır.
Bu senaryo sadece nabız yoklamasıdır diye düşünüyorum yinede. Bu senaryonun olmayacağını kendileri de bilmektedir. Kudüs’ün İsrail’in başkent oluşuna ne kadar az ülke katıldıysa bu plana da katılan ülke sayısı az olacaktır. Ancak murat edilen bu fikre dünyayı alıştırmak ve en ince noktada son hamleyi yapmaktır. Hani atalarımız hep demiştir, su uyur düşman uyumaz. Biz bu geçecek zaman içinde, kardeşliği pekiştirmek ve uyuduğumuz uykudan uyanmamız gerekiyor. Allah mutlaka zalimlerin hakkından gelecektir ancak, bizim bunda rolümüz ne olacaktır, Rabbim bizim bu yola baş koymamızı sabırla bekliyor. Bizim bunu isteyerek mücadele etmemizi istiyor.
Allah Müslüman aleminin yar ve yardımcısı olsun. Yaptıkları oyunlarını başlarına çalsın, bozsun… Zaman kardeşlik zamanı… Haydi uykudan uyanalım.
Saffet Kuramaz