su verilmiş keskin çeliğine
kırılmasın yüreğine basanlar
köprüden geçiyorum ahşap mı ahşap
yolcusundan kalan izleri ıslağında çürümüş
kavuşmalar kurutur mu yaşları ? ya firkat-
hicran sayar mı köprüsüz dönüşleri
manifesto yazdım günâha
okusun geçmeden sır'at önünden
insankârı bulsun düşmeden suların bulanık rengine
cesetlerin farkında mıydı
......ne idiğüne asılı isimsiz künyeler
susuzdu köprü altı.....
sessiz ve yorgansız gariban dalgaları içimde
dünyadan vakitsiz geçmenin ödenen bedeliyle//
bozuk yok üstü kalsın diyetinde
s'özler çiçek açıyor kaldırım kenarında
öyle bir ahvâl ki
sorma !