Kalabalık, duvarın önünde toplanmıştı. Fısıldaşmalar… Başların üzerinden yükselen duman… Köpek kulübesinin yanında alev alev yanan kitap yığını…

***

Pencere camından görülen türlü çiçeklerle bezenmiş bahçe… Şık giyimli kadın kapı önünde belirdi. Elinde tasma zinciri... Kilidi açıp ittirerek içeri girdi. Hemen yanında kurt köpeği… İtaatkâr… Kadın önde köpek arkada kulübeye yanaştılar. Kadın eğilip zinciri, toprağa sokulmuş çengele sıkıca bağladı. Köpek, kulübesine girerken kadın doğrulup kapıya yöneldi. Sokağa çıkıp kapıyı çekti.

***    

Kahve dükkânı… Buram buram etrafı sarmış koku… Keyifle kahvelerini yudumlayanlar… Caddeye bakan tarafa karşılıklı oturmuş iki kadın... Kızıl saçlı olanı merakla “Sanki evli değilsin, benden daha rahatsın. Paylaş bakalım sırrını.” Dudaklardan ayrılan fincan kenarı… Şık kadın bacak bacak üstüne atmış. Fincanı masaya bıraktı. “Kitaplarla bağlı.” Kızıl saçlı gülmemek için kendini zor tuttu. “Arkadaşı falan damı yok? Gezmez mi!” Göz bebeklerinde şeytani bir parıltı… Yavaş hareket eden dudaklar arasında görülen dişler… “Var.” İşaret parmaklarıyla kendini göstermekteydi. “Onu, ben dışarı çıkarırım.”

***   

Duvardan duvara kitap raflarıyla döşenmiş çalışma odası… Pencere önündeki masada bakışları sayfaların arasında kaybolmuş bir adam… Kitap kapağı “Moby Dick”… Gözlük çerçevesi arkasında mekik dokuyan göz bebekleri… Bazen korkuyla, bazen şaşkınlıkla kısılıp açılan göz kapakları… Mesaj zil sesi duyuldu. Adamın bakışları aşağıya çevrildi. Masadan telefonunu aldı. Tıkladı. ‘Gelmiyor musun? Oltan hazır.” Elinde telefon başını yavaş yavaş sağdan sola çevirdi. Kitapların sırtlarına bakıyor, yuvamdayım hissi yüzünden okunuyordu. Mesajı silerken arka arkaya şiddetli havlama sesleri dışarıda yankılandı. Korktu. Telefonu, kitabı bıraktı. Yerinden fırlayıp tülü araladı. Bahçe kapısına dikilmiş üç beş sokak köpeği... Kulübesinin yanında sağa sola sıçrayan, diğerleriyle oynama isteğini gösteren kurt köpeği… Kapıya doğru yöneldi. Toprak üzerine çöreklenmiş zincir açıldı açıldı… Sert bir şekilde gerildi. Köpeğin boynu neredeyse kırılacaktı. Vazgeçmedi. Kafasını çektikçe kancayı gevşetti, gevşetti… Zincir kurtuldu. Kapıya koşturdu. Kilidi ayağıyla açıp sokağa fırladı. Köpekler gözden kaybolurken adamın yüzü asılmıştı.
( Bağ başlıklı yazı E.Kirişçi tarafından 12.03.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu