Evet şimdi sipikoşumuz Cevat Turat'a bağlanıyoruz... Brüksel'den bildirmeye çabalıyor.
- Sayın Turat beni duyuyor musunuz? Aloooooo Turat Sayın Turat dedik yahu! Sesim gelüüür müüüü!
- Evet evet bağırma bana geliyooor geliyoooor!
- Sen de bana bağırmaaaaa
- Tamam tamam sakinleşelim ikimizde...
Bir ara sessizlik olur sonra yeniden bağlanır.
- Brüksel'desin nasıl orada durumlar?
- Vallahi iyi işte Brüksel yerinde duruyor bir yere gitmemiş.
- Toplantı başladı mı, masada neler var?
- Başlamak üzere Ankara, eli kulağında başladı başlayacak.
- Tamam, tekrar soruyorum masada neler var?
- Vallahi dosyalar dolu masada, bir de tabi masanın kenarında sandalyeler var.
- Hayır hayır öyle değil.
- Haaaa anladım ... Şu an da masaya pet şişeler ile su koyuyorlar bir de ufak tabaklarda ülker çiziye benzer büsküvitler koymuşlar. Çaktırmadan ben de attım ağzıma bir tane inşallah görmemişlerdir...
- Ya Cevat Turat ben sana onu mu soruyorum?
- Neyi soruyorsun peki?
- Masada neler var masada?
- Ha anladım tamam. Vallahi bildiğin ceviz kaplama diye tabir edilen masalardan bir masa bu. Görevliye de sordum çok pahalı bu masa dedi bana...
- Yok, yok sen bana kafayı yedirteceksin Cevat Efendi...
- Evet evet bunun üstünde yiyeceklermiş büskevitleri, belki Bürüksel Lahanası bile ikram ederler diye kulislerde bir konuşma geçti, ben de kulak misafiri olmuştum...
Bir türlü Ankara ile Brüksel anlaşamamaktadır...
- Cevat Cevat sesin gelmiyorrrr!
- Ben de sizi zor duyuyorum bilader...
- Tekrar soruyorum masada neler var neler?
- Vallahi bizimkiler Allah'ın emri peygamberin kavli ile Patriotları isteyeceklermiş. Ama verirler mi vermezler mi orası meçhul... Verirlerse ne ala vermezlerse de bizimkiler onlara dönüp ''Siz nato kafa nato mermersiniz deyip toplantıyı terk edeceklermiş...
- Korona oralara da ulaşmış mı?
- Vallahi o konu da bir bilgi henüz bana gelmedi...
- Bizimkiler masaya başka neler koyacaklar?
- Vallahi cep telefonlarını tedbir amaçlı kapıda alıyorlar, dinleme olmasın diye. Ceplerinden kalemlerini çıkarıp koyuyorlar masaya... Ha bir de mendillerini koyuyorlar ...
- Yine sapıttın Brüksel, yine sapıttın Cevat, ben diyorum tırışka sen diyorsun nağmeler...
- Nağmeler derken burada devamlı cıngılbeeecıngılbeeeee çalıyor, kulaklarımız sağır oldu billahi...
- Anladım, anladım... Kulaklarının sağırlığından sen de beni hep yanlış anlıyorsun demek ki...
Heyetler uzaktan görünürler. Emin adımlar ile karşılıklı görüşmelerin yapılacağı salona geçilir...
Hello havaryu faslında sonra kapılar kapanır. Gizli olacaktır görüşmeler...
- Ankara, Ankara şu an da görüşmeler başladı ve gizlilik içinde yürütüldüğü için, masada neler var neler ben de göremiyorum gerçekten...
- Cevat Cevat, hay Allah senin müstahakkını versin hemi, dön gel dön gel kardeşim ilk uçakla Ankara'ya... Nereden bulduk da gönderdik seni Brüksel'e yahu! Hiç mi başka adam yoktu sanki?