Saç, sakalım ağardı; ne
kaldı ki ömürden?
Yaşamın son deminden ölüm
beni çağırır.
Tüm canlılar tadacak
kaçılmıyor emirden.
Hayat filmindeki son bölüm
beni çağırır.
Sessiz bir hezeyan var
yaşanan bu son göçte.
Bilinmiyor hangi yıl, hangi gün,
saat kaçta?
Hoş seda bırakacak
çıktığımız bu maçta.
Son defa atmak için çalım
beni çağırır.
Herkes kendi halinde, fayda
gelmez birinden.
Dünya yaşanmaz oldu, kurtul
diye kirinden.
Her giden geri dönmez, sanki
memnun yerinden.
Meçhule gitmek için yolum
beni çağırır.
Her an haramdan sakın, hep
helalinden ye de.
Kimseye borçlu kalma,
helallik iste ve de.
Kırk yıl hatır var diye
içtiğim son kahvede.
Yolculuk çıktı diye falım
beni çağırır.
Dünyada yaptığının hesabını
ver diyen.
Artık lüzum kalmadı defterini
dür diyen.
Vakit geçirmeden boy ölçünü
gönder diyen.
Kefenim olmak için çulum
beni çağırır.
Sanki misafir gibi gençliğim
gelip gitti.
Yaşamın tazı, tuzu kalmadı
zevkler bitti.
Belki de yaşadığım bu hayat
bana yetti.
Tahta atım dediğim salım
beni çağırır.
Dünya bir mola yeri, burda
kimse kalmıyor.
İnsanoğlu yaşamın değerini
bilmiyor.
Emir Allah’tan ise elden bir
şey gelmiyor.
Toprağım olmak için külüm
beni çağırır.
Cemalettin GÜNDOĞAN
24.01.2020 / ANKARA