''Anadolu'nun bir köyünde iki arkadaşın isyanıdır bu.''
İkisi de farklı renklerdeydiler. Bir sarı, diğeri ise beyazdı... Banyoda ki kavanozda yanyana dururlardı çoğu zaman diş fırçaları... İşte o köyde Himmet ile Fatma'nın tam on altı çocuğu vardı... Dokuz kız, yedi erkek evlat... Altı yaşından yirmi yedi yaşına kadar, kimisi ikiz, kimisi üçüz on altı çocuk... Fatma'da kendine şaşıyordu, ''Bu kadar çocuğu ben nasıl doğurdum.'' diye... Kocası Himmet'in ise öyle şaşma gibi derdi yoktu ve hiç olmamıştı...
Çocuklar uyanınca doğru yüzlerini yıkamaya ve dişlerini fırçalamaya giderlerdi... ''Ne gariplik var bunda?'' dediğinizi duysam da, yine de anlatacağım devamını... Bir dış fırçası ile kızlar dokuz kişi dişlerini fırçalıyorlar... Yine bir diş fırçası ile de erkekler yedi kişi dişlerini fırçalıyorlardı... Ve bu durum hiç de gariplerine gitmiyordu ne hüzünlüdür ki...
Gece olup da el ayak çekilince diş fırçalarının da isyanı başlıyordu... Dertleşip duruyorlardı sabaha kadar... ''Oğlummm bunlarda hiç mi kafa yok, ha fırçalarımızın kıllarının arası sürekli bakteri üretiyor da bana mısın demiyorlar yahu!'' Gece uzun ve yorucuydu... ''Aynen öyle dostum. bir diş fırçası ile kaç kişi dişlerini fırçalıyor kimse de uyarmıyor bunları.'' Bilmiyorlar mıydı yoksa diş fırçalarının kişiye özel olduğunu, azami üç dört ay da bir de yenilenmesi gerektiğini...
Bir müddet sonra sağlık taraması için köyle doktorlar, hemşireler ve diş tabipleri gelir...
O evde ki bütün çocukların dişleri kontroller sonrası sağlıksız olarak tespit edilmişti... Doktor Aysun Hanım ''Bir diş fırçasını dokuz kadının, diğer diş fırçasını da yedi erkeğin kullandığını öğrenince başından kaynar sular ile birlikte daha neler neler döküldü kim bilir.''
Doktor Hanım bu durumun çok yanlış olduğunu anlattıktan sonra aile bireylerinin hepsine teker teker bir diş fırçası hediye eder. Bu arada anne ile baba da olan durumu izlemektedirler... Çocukların Babası doktor hanıma dönerek '' Biz karı kocayız doktor hanım aynı diş fırçası ile fırçalasak da masraf etmesek olur mu?'' diye sorar... Doktor Aysun hanım ise gülmek ile ağlamak arasında bir seçim yapmak durumunda hisseder kendisini...