Çin’de ortaya çıkan ve hızla tüm dünyaya yayılan bir çok ülkede ölümle sonuçlanan corona
virüs ülkemizde de önce bir kişide tespit edildi, ardından hızla yayılmaya başladı ve yayılmaya
devam ediyor.
Bizler her zaman olduğu gibi corona virüsüni de mizahi bir şekilde karşıladık.
Virüs hakkında onlarca Antoloji olacak kadar şiirler yazdık, şarkılar besteledik.
Bazılarımız Sosyal medyada olay hakkında asılsız iddialar, haberler yaydı. Ama ortada
çok tehlikeli bir gerçek var. Bu işin şakası yok ve tüm dünyada olduğu gibi biz de çok büyük
bir tehlike ile karşı karşıyayız.
Çeşitli iddialar var, kimilerine göre bu virüs bazı güçler tarafından üretilerek dünyaya yayıldı,
kimine göre ise tamamı ile insan gücünün dışında gerçekleşen bir tehlike.
Ama sebep ne olursa olsun nasıl ortaya çıktıysa çıksın, İnsan oğlunun asırlardır yaşadığı
en büyük tehlikelerden biri.
Gözümüz kulağımız her gün televizyon kanallarında yapılacak resmi açıklamalarda ve
ne yazık ki her defasında bilançonun daha da büyüdüğünü görüyoruz.
"Birileri bir şeyler yapıyor. Bir oyun oynanıyor üzerimizde. Görüyoruz, duyuyoruz, biliyoruz.
Ama nedense elimiz kolumuz bağlı, öylece duruyoruz. Kimimizi bir aymazlık, bir vurdumduymazlık
almış, kimimiz ise aman başıma bir iş gelir korkusuna düşmüşüz. Sanki o koca tarihi yaratan
Türk Milletinin üzerine ölü toprağı serpildi" Derken; Tüm Dünyayı olduğu gibi güzel ülkemizin
de, yeni bir belayla karşı karşıya olması her şeyi unutturdu.
Biz şehitlerimize ağlarken, biz açlık sınırında ki bir çok insanın yaşadığı ülkemizde, yoksulların
haline üzülürken, biz rant peşinde koşan siyasilerin oyuncağı olanlara şaşarken, biz tüm dünyayı,
saran ama ülkemizde fazlası ile hissedilen Ekonomik krize eyvah derken, şimdi hepimizi yeni
bir korku sardı, bir virüs ama ne virüs, bütün aleme en büyük bela benim dercesine yayılıp, binlerce
can aldı.
Ve sonunda olan oldu evlerimize kapandık. Mecburiyetle dışarı çıktığımızda maskelerle
eldivenlerle dolaşmaya başladık.
Haklı gerekçelerle 65 yaşında olanları ve kronik rahatsızlıkları olanları evlerde izole etmeye
başladık.
Bu da yetmedi yine haklı olarak bir çok gencimiz işlerini gelişen teknoloji sayesinde evlerinde
yapmaya başladı. Hatta 65 yaşın altında olanlar bile eğer mücbir bir sebepleri yoksa evde
kalmaya davet edildi.
Şehirler arası yolculuklar kısıtlandı, otobüs ve uçak seferleri iptal edildi.
Kendi adıma arada çıkıp köyümün halini gördüğümde artık bir başka dünyadayız diyorum. İnanın
yanımdan biri geçse ben onunla mesafemi korumaya çalışırken, onunda benden uzaklaştığını görüp,
neredeyse kendimi hasta hissediyorum.
Şimdi sizleri bir kez daha düşünmeye davet ediyorum; Ben 63 yaşındayım, emekliyim, iyi kötü
geçimimi sağlayacak, eşimle birlikte refah seviyesine yakın bir yaşama standardında hayatımı
idame ettirebilecek durumdayım. Evde olmaktan, kapalı kalmaktan mutlu olmasamda çok fazla
şikayet etmeye hakkım yok.
Peki ya; Ekonomik durumları iyi olmayan, hatta kötü olan insanlar ne olacak, peki ya, canları
pahasına hizmet veren alkışlarımızla onere etmekten başka bir şey yapamadığımız, aralarında
çoğunun mikrobu kaptığı ve hatta yaşamını yitirdiği sağlıkçılarımız; doktorlarımız, hemşirelerimiz,
hasta bakıcılarımız ve diğer sağlık emekçileri ne olacak.
İşte hepimizin kafasında olması gereken en büyük soru işaretleri bunlar...
Açıkçası yine kaygılı bir kış geçirdik, dışarıda mevsim bahar, doğa tüm bahar güzelliğini gözlerimizin
önüne sermekte, kuşlar cıvıldıyor, çiçekler açıyor, denizler durgunlaştı, gök yüzü mavileşti.
Ama neredeyse insafsızca kafese hapsedip, oradan keyifle izlediğimiz doğa hayvanları dışarı çıkacak ve bizleri kafes ardından izleyecekler.
Şimdi birlik olma zamanı, şimdi tüm ayrı düşünceleri, siyasi kavgaları bir tarafa bırakma zamanı.
Şimdi ihtiyacı olmayanların, ihtiyacı olanlara yardım zamanı, şimdi kendimizi ve sevdiklerimizi
bu beladan koruma zamanı, kısacası şimdi el ele olma zamanı.
Umut mu? Ben halen umut varım, hem dünya adına, hem vatan adına, hem sevdalarımız adına, hem ana, babalarımız, eşlerimiz, çocuklarımız, torunlarımız ve tüm sevdiklerimiz adına umut varım.
Madem ki şairim, madem ki duygu yüklüyüm, biliyorum biliyoruz tükenen umutlarımızın gün gelip küllerinden yeniden doğacağını...
Mümkünse, şartlarınız uygunsa, Evde kalın, hayat eve sığar.
Herkese sağlık ve sıhhat diliyorum.
Mehmet Fikret ÜNALAN