Geçerken
uğramıştım
Hüzünlerin
çığ olup üzerime yıkıldığı
Şu bedbin
zamana…
Kalbimi
işgal eden hırçın kelimelerden
Yaramaz
ruhumun kıvılcımları dökülüyor
İflah olmam
bu gidişle
Zaten ben
hiç özlenilmedim
Sen
gitmeden de önce…
Güneşini
kaybetmeden
Ruhuma
kazıdığım
Sevinçlerim
var benim
Geçip
gittiğim yollara çile dokuyor ayaklarım
Ve ben
Yürüyorum
bile bile…
Dilimde
Karadeniz sevdalı türküler ağlarken
Hasretinin
bigana yolcuyusum
Derin siyah
kömür odalarında
İçimde
vardiyalı nöbetler
Gidip gidip
geliyorum geçmişe
Çığlığımı
çalıyor güvercinler
Ağlamayayım
diye…
Seni bilmem
Kalbimin
satır aralarında
Mekansız
avutuyorum kendimi
Harfsiz
konuşuyor
Kelimesiz
susuyorum…
Güneşin
doğuşunda üşüyor gözlerim
Hangi dağa
gitsem
Saçlarımdan
uçup geçiyor bulutlar
Ölümlü bir
sabahın güncesine
Anka olup
uçuyorum
Ruhumun
fırtınalarında uyanan med cezirlere…
Geçerken
uğramıştım
Ağulu
sözleri kazıyıp şimdi
Yokluğunun
hasret türkülerine
Soluksuz
vaveyla saracağım
Üzülme
Zaten ben
hiç sevilmedim
Sen sevmeden
de önce…
Adem
Efiloğlu