Sen, yummadan önce gözlerini karanlığa,
Gelir, baş ucunda durur ve anlatırım korkusuz kahramanları,
Bir öpüşüyle, kurbağayı prens yapabilen güzel kızı,
Dağların adına kaf deyip, zümrütü anka kuşunun kanatlarına takarım gümüş başlığımızı

Sen yummadan önce gözlerini, mutlu ve sen ol diye yaparım tüm bunları,
Elimi tutmak istersin usulca, uykuyu unutturmak istersin gözlerine ya,
Olmaz derim, yarın yarın gibi olsun diye, uykuya vermelisin şimdi gözlerinin ferini,
Saat kaç olursa olsun, her tik takla zaman nasıl olsa, biraz daha uyuşturuyor bir şark rüzgarını,
Yum hadi gözlerini, ben anlatırım sana bal kabağının en araba halini

Birden sıçradın yerinden ne oldu ki?
Hangi hain pusu kuruldu düşünde yine sana?
Hangi yüksek topuğunu giymişti cadılar?
Salıncağından düştüğünü mü gördün yoksa düşünde?

Şahidim gözlerin yumulduğunda görünene ben,
En doyumsuz resimdir fikrimce bu karşımdaki aksin,
Sadece bir kez bile bilmek uykudaki halini,
Şahitliğe davetkar bir divan tadında

Tahtirevanlara bindiriyorum bak seni,
Saraylardan kaçırıyorum sükunet içinde,
Alıp kel oğlanın şimşir tarağını,
Sürüklüyorum saçlarını benden yana, senden yana, bizden yana...
( Masal Saati başlıklı yazı Fırat AVCI tarafından 4.03.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu