Biraz
sihir yaparak Çin’den çıktı dediler
Gizli
yerde uylaşıp pusula yön şaşıran
Cesetleri
toplayıp kara yere verdiler
Yaşlı
çocuk bulaşıp ölüm kaldı hatıran.
Savaş
çığırtkanlığı yalancıktan hırlaşıp
Zalimleri
bırakıp mazlumlara yanaşıp
Kapı
kapı gezerek karanlıkta oynaşıp
Yarasayla
kaynaşıp anne evlat ayıran.
İki
cihanda bile dilerim yüzün gülmez
Mendiliyle
ilişip kimse gözyaşın silmez
Seni
cahil korona yaz kış baharı bilmez
Adresi
yolu şaşıp çok evler yaktı çıran.
Ameliyat
yerinden yırtıldı bak dikişi
Ağlayıp
sızlayarak gömdük binlerce kişi
Gücümüz
yetmeyince dedik feleğin işi
Kurgu
kurup anlaşıp can evimiz ısıran.
Kitaptan
okur gibi boş sözlere kanmıştık
Çağırmak
için değil bilinçsizce anmıştık
Mesafeyi
düşünüp bizi bulmaz sanmıştık
Dağla
dereler aşıp bardak depo taşıran.
Yel
derya bedduası dalga olup kuduran
Burkulası
ayağın kaç numara kunduran
Ocakları
söndürdün kanlı feryat dolduran
Tam
arsızca sırnaşıp imdat diye haykıran.
Kendine
hak sayarak hayat ömür aşıran
Güzel
günleri varken yaşlı bebek yatıran
Dehlizlere
saklanan bir gurubu kayıran
Devlet
devlet dolaşıp herkesi buldu kıran.
17.05.2020
Ahmet
Çelik
KIRAN : Bir topluluğun ve özellikle
hayvanların büyük bir bölümünü yok eden hastalık veya başka neden, ölet, afet
UYLAŞMAK:
Birbiriyle uyuşmak, uzlaşmak, anlaşmak