FERİDE’M
TÜRKÜSÜNÜN DOĞUŞU
Trafik kazasında ölen Feride Ünsül Aayaz
Ahmet AYAZ
Edebiyat Evi 1 Temmuz 2020
……………………………………………………
Bestekar-Ses Sanatçısı Ayşe Atlı’nın besteleyip okuduğu “FERİDE’M”
TÜRKÜSÜ nasıl ortaya çıktı? Nasıl dinlendi? Nasıl duyuldu?
Anlatmaya çalışacağım. Ali
Duysak Beyin Gaziantep’te hazırlamış
olduğu İPEKYOLU KÜLTÜR ETKİNLİĞİNDE Ayşe Atlı sahneye davet edilerek okunmuştu. 8 kasım 2019 tarihinden, bu güne kadar
3.000.i aşkın kişi tarafından
facebook sayfamda dinlendiğini gördüm.
Fakat bu güne kadar beni bilen veya bilmeyen, bu türkü nasıl ortaya çıktı?. Nasıl türkü oldu?
diye soran bir kimse çıkmadı.
Muhittin Arar Hocamız Eğitimci-İdareci
ve edebiyatçıdır. Türküyü dinlemiş, beni telefonla aradı, sordu. Ben de bunu kendime görev olarak kabul ettim ve
yazmaya başladım, yazıyorum.
Bir
oğlum ve iki kızımdan sonra
Feride Ünsal Ayaz adında bir kızım, 01 Ağustos 1981 yılında doğdu ve hayata gözlerin açtı. Okul çağına
geldi, Kolejtepe Mahallesinde Cemil
Karslıgil İlk Öğretim Okulunda 2. sınıfta okuyordu. Öğretmeni
ortaokuldaki sınıf arkadaşım Sabit
Bayramiç’in eşi Senay Bayramiç idi. Önüne tarih kitabını açar ve bana derdi ki
“Baba şu kitaptan bir sayfa açıp bana
oku der misin” derdi. Açardım bir sayfayı gelişi güzel, oku kızım derdim. Okuduktan sonra baba bu okuduğunu anlat desene derdi. Haydi
anlat derdim, başlardı anlatmaya. Bir gün Huzurevi Müdürü Nadir Opan’ın kızı
Şirin Opan kapıyı çaldı. Ahmet Amca Feride ile aynı sınıfa geldik. Bütün
dersleri super, Matematik dersi nasıl acaba? deyince ben “Şirin senin bilmen
lazım. Çünkü senin sınıf arkadaşın”
dedim. Şirin birkaç gün sonra yine kapıyı
çalarak, Ay Ahmet Amca Feride Matematik dersinde de super imiş,
sen bana söylemedin dedi. Feride gerçekten üstün bir zekaya sahiptir dedi. Feride okula giderken annesinin elini öpmeden dışarıya
çıkmazdı. Akşamları yatağa girmeden önce
boynuma sarılıp beni öpmeden ve iyi
geceler babacığım demeden yatağına yatmazdı.
Kolejtepe’ye Sosyal Hizmetler Lojmanı yapıldı,
Kurum İdarecileri Sosyal Hizmetler Lojmanına taşındı. Tabii ki bizde taşındık. Bir gün “Baba
teyzeler lojman bahçesinde köfte yaptıklarında annemi davet ediyorlar, annem
neden gitmiyor bilemiyorum “ Dedi. Ben
de eşime söyleyince, eşim Selvi Bozgeyik Ayaz, bir gün “Haydi kızım teyzelerini
çağır da, çiğ köfte yapalım, teyzelerini davet edelim” diyor. Çağırıyorlar komşulardan , Türkan Uysal, Fadime Opan, Fatma Ateş, Safiye Seyman, Ayşe
Cebeci, Nasibe Say ve adını
unuttuklarımı lojmanın bahçesine. Sofrada et ekmek vs her şey var. Fakat maydonoz yoktur. Feride’yi bakkaldan maydonoz almaya gönderiyorlar.
Beklerler Feride gelmez. Yola çıktıklarında Feride’nin ayakkabısının tekini
buluyorlar. Gaziantep’in Çimenli Köyünden Mehmet Orhan adında bir genç, bir
hayat kadınını arabasına almış şehir istikametine giderken, içkili bir halde Feride’yi çarpıp geçiyor. Arkasından gelen bir münibüs şoforu olayı
görüyor, Feride’yi aracına alıp Gaziantep Dr . Ersin Arslan Devlet Hastanesine
götürüyor. Feride bütün çabalara rağmen hayata gözlerini yumuyor. Yıl
19.12.1989 . İyi bir devlet adamı olarak yetiştirmek istediğim Feride’mi yitirmem dünyamı değiştirdi. Sosyal Hizmetler
Lojmanı yasa büründü. Beni haftalarca
akraba ve komşularım yalınız bırakmadılar.
Lojmanın bahçesinde yemek yapmak için davarlar kesildi, yemekler
yapıldı. Dayıları Bozgeyik ailesinden taziye için gelenlere davarlar getirilip kesildi.
Lojmanın bahçesinde düğün yemeği gibi cenaze yemekleri yapıldı. Rahmetli M.
Yaşar Torun Haftalarca her akşam dini sohbet
için evime misafir oldu. Bani teselli etmek için İslami şeyler anlattı. Evimde ilk yalnız kaldığım gece aşağıdaki Beddua isimli şiirini
kaleme aldım.
…
BEDDUA
…
Söndürüp de ne kazandın mumumu?
Kızıl karanlıkta yatasın Dünya.
Taksi Çarptı melek gibi
yavrumu,
Bir deprem ola da batasın
Dünya.
…
Kucaklayıp çiçek gibi kokladım,
Sevgisini yüreğimde sakladım.
Vatanıma hizmetiniz bekledim,
Aldın gittin, ateş tutasın
Dünya.
…
Çam tahtası beşiklerde
salladım,
Sürünürken kucak açıp kolladım.
Bir türkülü ağıt ile yolladım,
Zehir ile zıkkım yutasın Dünya.
…
“Anne babam geldi” derdi
koşarak,
Büyütmüştüm nice engel aşarak.
Bu yaşta ağlattın beni coşarak,
Sen de ettiğini bulasın Dünya.
…
Bu şiiri değerli dostum Ali İnce bir babanın feryadı başlığı altında
BUGÜN Gazetesinde yayımladı ve haber
yaptı o zamanlar. “Bir Babanın Feryadı” başlığı altında. Hiç unutamadığım bir
olayı da anlatayım. Feride’nin ölümünden 10 gün kadar geçti. Lojmanın dış kapısından çıkıyorum, baktım ki karşımda
sekiz on kişi gurup halinde ellerinde
de bir top çiçek, Şirin Opan da onlarla
beraberdi. Sınıf arkadaşlarıymış “ Bizi
öğretmenimiz Senay Bayramiç gönderdi, selamı var derken gözleri yaşlıydı ve
ağlayarak elimi öpmeye yeltendiler. Benim onları teker teker öpmeye mecalım
kalmamıştı. Orada duygularımıza hakim olamadık ve hepimiz ağladık.
…
Daha sonra Feride’m isimli
şiiri yazdım. Şahinbey Belediye
Başkanımız Yaşar Ağyüz yurt dışına da açık ödüllü bir şiir yarışması
düzenlemişti. Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğünde Sosyoloğ olarak görev yapmakta
olan Ahmet Tümkaya’nın ısrarı üzerine bu yarışmaya Feride’m isimli şiir ile ben de katıldım. 1065 kişinin
katıldığı bu şiir yarışmasında mansiyon birincisi seçildim. Bu şiiri bir çok
bestekar besteleyip, okunması için benden izin istediler ise, ben dinledim
beğenmedim. Okumalarına da müsaade etmedim. Bir
gün telefonum çaldığında açtım ki, Bestekar-Solist Ayşe Atlı
Hanımefendi. Bu şiiri bestelemek istediğini söyledi. Ben de olur dedim. Ama
kendisini de öncekiler gibi ciddiye almadım.
Ali Duysak Beyin Gaziantep’te 2019 yılında yukarıda da bahse konu şiiri İPEKYOLU KÜLTÜR ETKİNLİĞİNDE okudu.
Beni de sahneye çağırdılar ama, Ayşe
Atlı’nın bu kadar güzel beste yapacağını ve bu kadar da güzel okuyacağını hiç de
tahmin etmemiştim. O günden bu güne
Feride’m Türküsü Ayşe Atlı Hanımefendinin sesinden sosyal medyada dinlenmektedir. Ben bu türkünün tamamını aşağıya alıyorum ve
Ayşe Atlı Hanımefendiye başarılı çalışmalar diliyorum.
…
FERİDE’M
…
Yüreğimde baş tutmayan yarasın,
Ağrın gitti, sızın kaldı
Feride’m.
Hatırımı mahşer günü sorasın,
Hayalimde nazın kaldı Feride’m.
…
O oyuncak bebeğini belerdin,
Soframızda tatlı tatlı gülerdin.
Gönlümdeki kederimi silerdin,
Resimlerde pozun kaldı
Feride’m.
…
Gazeteyi önümüze açardın,
Okuyarak zarafetler saçardın.
Bir o yana, bir bu yana
kaçardın,
Yollarımda izin kaldı Feride’m.
…
Boşunaymış dualarım niyazım,
Bahar bitti, zor geçecek bu
yaz’ım.
Baban olan bahtı kara Ayaz’ın,
Defterinde yazın kaldı
Feride’m.
…
Feride’m için yazdıklarım sadece bunlar
değil. Bir çok şiirler yazdım ve bazılarını Rahmetli Mehmet Sağlam Bey YÖRE
Dergisinde yayımladı. Feride’m şiirini
Ayşe Atlı Hanımefendi klip yapmak
için benim ile sözleşme imzaladı. Ben ona telif hakkı almayacağıma dair
imza verdim. Bu yazıyı yukarıda da dediğim gibi Muhittin Arar hocamın
talebi üzerine kaleme aldım. Ama, o günleri hatırlamak bile çok zordur. Adnan
Veli Kanık, Orhan Veli Kanık’ın yayımlanmamış şiirlerini de bir araya
getirerek kitaplaştırma hazırlığında iken, ön söze, Orhan Veli Kanık ağabeyimdir. Bu
kitabı sevinç ve gurur ile hazırlarken, o kadarda acı çektiğini beyan etmişti. Ben de Feride’m için yazdığım diğer şiirleri buraya almak
için, dayanma gücüm kalmadı dersem,
lütfen beni yadırgamayasınız diyorum. Allah acı vermesin, acıyı çeken
bilir. Bu FERİDE’m türküsünü dinlemek isteyen herkes facebook
sayfamda AYŞE ATLI’nın sesinden bulup dinlemeleri mümkündür. Feride’m gitti acıları
ve hatıraları yüreğimin orta yerinde, yerini korumaktadır.