HEYBELER TETİKLEDİ BİZİ
Gönüle söz dinletmenin zorluğu
herkesin bildiği gerçeklerdendir.
O yüzdendir ki bazen yazı
yazayım dersin şiir çıkar bazen şiir yazayım dersin yazı çıkar.
Bazen de yazmak değil okumak
istersin, eline aldığın kitabın bir yerinde bir söz, bir kelime okursun işte o
söz ya da kelime seni ateşe tutar başlarsın yazmaya…
Bir gün yazmaktan çok okumak
istemiştim ki elime aldığım kitapta gönül erenlerinden biri “heybe” ile ilgili şöyle diyordu; “Ortası delik heybeyi boynuma takarım. Bu
heybenin bir gözü önde, diğer gözü arkamda, insanlara bakarım. Onlarda gördüğüm
kötü özellikleri arka göze, varsa güzel huyları alır, ön göze atarım ve hep ona
bakarım”
Bu söz beni öyle etkiledi ki
elimdeki kitabı sade sayfasına bakıyor fakat yazıları okuyamıyordum. Kafamda
kelimeler bir koşuşturma içinde bir o tarafa bir bu tarafa yerleşeceği yeri
arıyorlardı. Onlara yardımcı olmak adına bir dörtlük dedim:
Bilir misin niçin vardır?
Heybelerin arka gözü
Görmeyene gizli sırdır
Heybelerin arka gözü…
Nihayetinde ortalık
sakinleşmiş ben de yazıları görmeye ve okumaya başlayabilmiştim. Sonuçta bir
şiir çıkmıştı açığa…
Sevgili dostlar,
Nasıl ki ben bir sözden
etkilenmiş ve bir şiir yazmışsam; şiirden etkilenip yazı yazacaklarda olacaktır
elbette.
Öyle de olmuş. Ne de iyi
olmuş.
Eğitimci Araştırmacı Yazar Mustafa
Topaloğlu şiirimi görünce başlamış yazmaya
Ben artık aradan çekiliyor
sizleri Sayın Topaloğlu’nun şiirim üzerine yazdığı yazı ile yüz yüze
bırakıyorum.
“HEYBENİN ARKA GÖZÜ
Nedir heybe? Hele bir bakalım
kara kaplıya. Bilen var, bilmeyen var yahu. Heybe Arapçadan girmiş
dilimize. Aslı aybe. Aybe bende Vay be! çağrışımı yaptı.
Gayriihtiyari böyle ünlemişim. Ben de bilmiyordum doğrusu heybenin
aybeden geldiğini.
Gelelim anlamına. Bakınız TDK Sözlüğü
nasıl tanımlıyor heybeyi?
Heybe: 1. At, eşek vb. binek
hayvanlarının eyeri üzerine geçirilen veya omuzda taşınan, içine öteberi
koymaya yarayan, kilim veya halıdan yapılmış iki gözlü torba. 2. Omza
geçirilebilen tek gözlü bir çanta türü.
Demek ki neymiş? İki gözlü bir
çeşit torba veya çanta. Çanta niteliği taşıyanlar bir gözlü olur ve omuza
atılır. Bazı iki gözlü heybelerin tam orta kısmından yaklaşık 20 santimlik bir
bölüm açıklık bırakılır. Heybe bu boşluktan kafayı sokup iki omza oturtulur.
Böylece heybedeki ağırlık iki omza da eşit yayılır. Taşıması kolay olur.
Böylesi heybelerle çok
aşinalığım vardır. Mesela tarlaya azık götürürken hiç yüksünmezdik. Ya da
bostandan gelirken. Heybenin ağırlığı bizi hiç yormazdı.
Bizim Oğulcukta heybenin söylenişi Hağbe dir. Halı hağbeler çok tutulurdu bir zaman. O atların yiğitlere kardaş olduğu yıllarda
atın üstüne eyer, eyerin üstüne halı hağbe
olmazsa olmazdı. Kamçıdan,
yamçıdan önce
gelirdi halı hağbe.
Şimdi mi? O halı hağbeler
unutuldu. Devran döndü. Çarkın kırılsın kahpe felek.
Peki, ben durup dururken neden
bu heybe işine böyle bodoslama daldım? Şundan ki Sevgili Halil Manuş bir şiir
yazmış. Şiirinde Heybenin Arka Gözünden bahsediyor. Halil Manuş yazar da ben yazamaz mıyım? Ben de yazdım heybeyi.
Halil Manuş’un şiirini
taktimimdir:
HEYBELERİN ARKA GÖZÜ
Bilir misin niçin vardır?
Heybelerin arka gözü
Görmeyene gizli sırdır
Heybelerin arka gözü
İki gözlü görünüşte
Biri arka biri önde
Kaç kez dolar bilmem günde
Heybelerin arka gözü
İstemezlik, haset, kin var
Bir de kibri ekler, ular
Dedikodu ile dolar
Heybelerin arka gözü
Ön gözlerin azsa yükü
Arkadaki dolmuş çünkü
Dolanların hepsi dünkü
Heybelerin arka gözü
Halil; sen de heybendeki
Arka gözü şişkin tut ki
Bir hikmeti vardır belki
Heybelerin arka gözü
İşte Halil Manuş’un heybesi. İlle de
heybenin arka gözü.
Neler var, neler o arka gözde. Gizler,
sırlar, kinler, kibir, haset, dedikodu
dolar boşalır.
Son dörtlükte
ozanımız diyor ki özüne: Halil,
sen de şişkin tut
heybeyin arka gözünü. Belki bir hikmeti vardır.
Yok be canım. Bana kalırsa
heybenin arka gözünü kinle, kibirle, hasetle, dedikoduyla dolduracağımıza boş
kalsın daha iyi. Eğer doldurabileceksek hem ön gözünü, hem arka gözünü
sevgiyle, şefkatle, merhametle, hoşgörüyle dolduralım. Asıl marifet budur.
Yeni yılda heybemizin
gözlerinde bol bol sevgi, saygı, anlayış, dinleyiş, edep, erkan, sözüyle özünde
bir olma gibi değerler bulunsun.
Bizim heybemiz sevgiyle,
sevdayla, aşkla, muhabbetle dolsun.
Sevgili Halil Manuş’a da selam olsun.”