Dünya
küçük bir anlık koyu ağaç gölgesi
Uyku
ağır basınca gün palasta dediler
Yaratılan
canlının iz bırakan bilgesi
Sevdayla
buluşunca haber nasta dediler.
Eylemin
has görevi nefeslerin arası
Boşluk
doldurulmazsa çarpar yüze karası
Günah
ile sevabın tüyle olur darası
İlim
naçar kalınca gör terasta dediler.
Gelgitlere
takılma zamanın yok freni
İstasyonda
bekle dur kaçırmadan treni
Azrail
ambulansı öttürürse sireni
Firak
canın yakınca ondan hasta dediler.
Yelde
elle savrulan harmanın buruk düzü
Geldi
çattı ömrümün soğuk donduran güzü
Terbiye
edemedim nefis denen öküzü
Ne
var ki yontulunca şu kalasta dediler.
Kapı
kapı dilensem ölsem dirilsem ölsem
Aynı
aşkla severdim inan bin kere gelsem
Vallahi
bana yeter huzurda bir kez gülsem
Bu
gözler sulanınca yârin yasta dediler.
19.04.2016
Ahmet
Çelik