İplik misali sarılmış tutkularım darağacına,
Yalnızlık yollarında ekilmiş umutsuzluk.
Hasret dolu yıllarım
Takılmış şehrin kızıl akşamlarına,
Giden gölge gibi benden mutluluk.
Öyle yalnızlıklar ki koca şehrin gürültüsünde
Mecalim yok dinlemeye ne seni,
Ne de sessizlik çanlarını.
Akşamları yalnızlık yollarının üstünde,
Arıyorum geçmişimin günlerini.
Bir
hüzün çöker bu akşam,
Bakışların gölgesi kalplere dolanda.
Bir
aşk melodisine eşlik eder piyano,
Akşam
bulutları alevlenir bu anda,
Sevdalı perdelerde bir hıçkırık,
Tenha köşelerde yine ağlayan o…
Ne susuz ırmaklar gibidir
gurbet,
Cahit’in dediği gibi:
“Ne
doğan güne hüküm geçer”
Ta uzaklardan burcu burcu kokar memleket.
Tarlalar ekilir, tarlalar kurak.
Bu akşam içtiğim sudan da sarhoşum.
Düşte ilk
sevgili, hayalde sıla,
Batan güne unutulmuşum.
Artık ne kentin soluk ışıkları neşe verir,
Ne de gün bitiminde kalır gölgelerimiz.
Bu akşam,
Islak kaldırımlarda yine yalnızız.
Mehmet AKIN
13 Mart 1977
KAYSERİ