Berber Arif, yılların birikimi ile babadan kalma merkez Kirazlı köyünde bulunan dört dönüm arazi üzerine iki katlı  ev inşaa ettirdi. Müştemilat ve ahırı biraz uzağa yaptırdı.Kalan yıllarını çiftlikte sebze, meyve ekip, bir iki tane de inek alarak sütünden faydalanmaktı hayali.Bu sayede kalan yıllarını eşi ve çocukları ile huzur içinde geçirmeyi  yıllardır aklına koymuştu.Çok şükür, ata dede köyünde böylesi bir imkana kavuşmuştu.Bunu sağllayan Rabbine dua etti.

Cavit, iki usta ve üç çırakla dükkanın çarkını dödürmek için çırpınıp duruyordu.Kafasındaki tek sıkıntı askerlikti.Onu da hallederse evliliğine mani kalmıyordu.Babası köye yerleştiğinden beri biraz zorlansa da dükkan içinde möble değişikliği yaptı."Berber Arif" tabelasını özenle indirdi.Yerine "KuaförCavit" tabelasını taktırınca içi bir tuhaf oldu.Babasının iznini almıştı ama yine de garip hisler taşıdı.Temmuz ve Ağustos ayları sıcak geçiyordu.Ağustosun ortalarını geçince hava biraz yumuşamaya başladı.Esra ile iki saat sonra buluşup beyaz eşya ve mobilya bakacaklardı.Tam çayını yudumlarken Abdurrahman amca içeri girdi.Can dostu Sait'in babasıydı.Emekli Tarih Öğretmeniydi.Aslen Erzurumlu ama uzun yıllar olmuş buraya geleli."Çok güzel bir sohbeti var ancak  bugün olmaz "diye geçirdi içinden.Ama olan olmuştu.
Abdurahman amca selam verip koltuğa kurulmuştu bile.

-Amca hoşgeldin dedi Cavit.

Güleryüzü ve babacan tavrıyla

-Hoşbulduk dedi.

Cavit Saiti sordu.O da babası Arifi annesini ve yeni yaptıkları ev ile ilgili sohbet actılar.O ara televizyonda Atatürk'ün Erzurum ve Sivas kongreleri ile ilgiili haber veriliyordu.Abdurahman amca Cavit'e bakarak;

- Sen hiç Erzurum'a gittin mi? Dedi.

Cavit mahcup bir edayla;

- Hayır dedi.

O zaman şu yaşanmış hikayeyi dinle dedi.

Cavit ise keşke uzun sürmesi bari.Esraya söz vermemiş olsam sorun değil diye alıp veriyordu.
Abdurahman amca başladı anlatmaya;

O zamanlar tam yokluk yılları,dokuzyüz on sekizin  tam bugünkü gibi on yedi Ağustosu.Ermeniler ,Rusların desteğini arkasına alarak kurdukları çetelerle olmadık zulme başladılar.Ortalıpı yakıp yıkıyor, kadın-erkek demeden önce eziyet ,işkence yapıyor kadınlara  ise haşa buradan tecavüz edip öldürüyorlardı.Neyse ki Kazım Karabekir paşa Aşkale tarafından şehre girdi.diyordu ki,

O sıra dükkandan içeri Esra girdi.Cavit olanlara pek bir anlam veremedi. Bildiği tek şey Esra'nın vaktinden önce geldiğiydi.Yüzü bembeyaz, elleri ayakları titriyordu.

Cavit,Esra'ya doğru hamle yapıp ;

-Hayırdır Esra dedi.


Devamı yarın


( Adaşım Cavit 2 başlıklı yazı AZİZ REMZİ tarafından 6.08.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu