Dudaklarım yüzümde
Gözlerim, kaşlarım, burnum ve çenem
Planlandığı gibi tam da yerli yerinde
Ve fakat gülmek;
Kaçak yapı
Ve imara açılmamış bir arsa gibi
Dudaklarımda ki yerleşme planına aykırı
sanki…
Ne zaman görsem seni
Ve ne zaman
Küçük bir gülmek inşa etmeye kalksam dudaklarımın
üzerine
Görevliler… Zabıtalar… Polisler…
Gülmemin tepesine balyoz gibi iniyorlar
Ve her şeyi “haamm” yapan bir masal canavarı gibi
Koca ağızlı bir buldozerle gelip; yerli bir ediyorlar gülüşümü…
Ama yılmak, yıkılmak yok öyle… Öyle kolay
pes etmek…
Seni görünce ben;
Derme çatma…/ Kaçak maçak…/ gece kondu,
gündüz kondu…
Yoksul moksul…
Tek göz pencere…/ acemi tebessümlere açılan
dar bir kapı…
Nerde, nasıl, her ne hal ve ne şekilde olursa
olsun
Allah’ıma Billah’ıma
Gülmeyi mutlak inşa edeceğim dudaklarıma
Yeter ki sen; Ey! En sevgili sevgilim
Yeter ki sen;
Yüzünü…/ endamını…/ elini…/ tenini…
Ve aklıma yıldırım gibi düşen gülüşünü
esirgeme benden…
Ağustos 2020