İnsanlar korkuyor, nefes almaya.
Ankara ne garip, kızarmış yüzün.
Korona belası, gelmiş kalmaya.
Bu nasıl bir acı, bu nasıl hüzün.
Mikrobu yayan kim, kimler ki suçlu?
Yüzler hep maskeli, eller ilaçlı.
Virüs değil sanki geliyor haçlı.
Halini duydum da geldim ansızın.
Kimisi kolunda gezer maskesi.
Kimisi hapşırır konar fiskesi.
Sonunda bu mikrop sarar herkesi.
Ne zaman bitecek bilmem ki sızın?
Yaşama hırsıyla gemiler yaktık.
Şehirlerden şehre dolaşıp aktık.
Tedbiri unutup, elden bıraktık.
Okulu n'olacak, oğlanın kızın.
Kapattık burunu, nefesi tuttuk.
Sarılmak nasıldı, artık unuttuk.
Yeşilin rengine, kızılı kattık.
Böyle mi olurdu baharın, yazın?
Kul Fikret geldi de fazla kalamaz,
Başkentin gidişi böyle olamaz.
Yaz geçer kışın da yüzün gülemez.
Geçer mi virüse, sanırsın nazın?
Mehmet Fikret ÜNALAN (Kul Fikret)
05 Eylül 2020 Saat 19.50
Batıkent/Ankara
(
Ankaranın Kızılı başlıklı yazı
MehmetFikret tarafından
6.09.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.